Hangimizin altı çizili cümleleri olmadı ki…?

Yaşamın kendine özgü yaşanmışlıklarını yazın dünyasının doruklarında aradık çoğu zaman… İçimizi karartan ya da bize gülümseyen yazıların anlam derinliğiyle baş başa kaldık gökyüzünün yıldızsız sabahı olmayan gecelerinde… Okuduğumuz kitaplarda yüreğimize dokunan cümleleri n altını özenle çiziverdik. Bazen yetinmedik yanına not düştük bile. İç dünyamızın derinliklerinde süzülen duygu ve düşüncelerin yansımalarını böylece sağaltmaya çalıştık. Acılarımızın bireysel, sevinçlerimizin ortak, düşüncelerimizin yalnızlığını altı çizili cümlelerin dünyasında ortaklaştırdık. Ve başkalarının kaleminden kendi hikâyemizi okumanın bazen şaşkınlığını bazen de mutluluğunu yaşadık.

Hayata dokunuşlarımız farklı olsa da aynı paydaya o kadar çok yakındık ki gökyüzünün derinliklerinde aynı yıldız olduğumuzu bile düşündük. Farklı dillere, farklı dinlere, farklı kültürlere mensup olmamız değiştirmemişti insan olmanın yüceliğini… Acıların anlatış tarzı, sevinçleri yaşama kültürünü bir altı çizili cümleye öylece sığdırmıştık ki hayat hikâyemiz bunun yanında yetim kalıyordu. Sonsuz bir dünyada küçücük bir cümle her şeyimizi özetliyordu.

Bazen geçmişimiz bir kitabın içine öyle serpiştirilmişti ki onları toplamak bize düşüyordu. Hikâyeninbütünü içinegizlenmiş bir yarım cümle yaşamın anlamıve anlamsızlığı hakkında bize çok şey anlatıyordu. Kendimizi bulmanın, tanımanın ölçüsüne dönüşen bu cümlelerdeki anlam yoğunluğu geleceğimize de yön veriyordu.

Altı çizili cümlelerin hayatımızdaki yeri tüm bunlarla sınırlı değildi. Ortak noktalarımızdan tali yollara çıkan bir deözelimizvardı altı çizili cümlelerin dünyasında… İç dünyamızı sorgulama arayışına girenler için bulunmaz birganimetti bu. Elif Şafak ; “Birine altı çizili kitaplarınızı vermek, yaralarınızı emanet etmektir bir bakıma...” derken çok haklıydı. Bu kadar öneme sahip olan altı çizili cümleli kitapları başkasına verirken iyi düşünmek gerekir…

Bazen farkına varmadan yazdığımız cümlelerde o kadar derin anlamlar ortaya çıkar ki şaşırıp kalırız.“Bunu ben mi yazdım” havalarına gireriz. Bazen de bu cümlenin ne işi var burada deyip pişmanlıklaryaşar ve bir ” keşke” sözcüğü dökülür ağzımızdan. Bu konuda Nazan Bekiroğluüşenmeyip şimdiye kadar yazdığı kitaplarda geçen cümlelerin bir kısmını bir araya getirip “Yerli yersiz cümleler” adlı kitapta toplamış. Gerçekten de düşündürücü ve farklı bir çalışma…

Altı çizili cümlelerin yazın dünyasında başka bir yeri ise özellikle büyük yazarların kitaplarının satır aralarından alıntılanmış cümleleridir. Aforizmalar şeklindeki bu cümlelerin çok didaktik ve lirik bir yapısı vardır. Bazen bu yazarların kitap isimlerinden çok, bu aforizma türündeki sözleri ön plana çıkar. Metinlerde, kendi doğallığı içerisinde gizlenmiş bu cümleler çoğu zaman üzerinde düşünülerek söylenmiş sözlerden daha etkilidir.

Altı çizili cümleleri sadece kitaplarda geçen sözcüklere indirgemek de haksızlık olur. Hayatın birçok aşamasında hayatımıza olumlu veya olumsuz etki yapan, tercihlerimize yansıyan ifadeler de birer altı çizili cümle değerindedir. Hayatımızı sarmalayan, düş dünyamızı sonsuzluklara sürükleyen, düşünceiklimlerinde hayatımıza yön veren bu cümlelerin yüksek bir değeri vardır. Hayatta hata yapabiliriz, yanlış tercihler de bulunabiliriz. Hatta, anlamsız cümlelerin altını da çizebiliriz.

Ancak; üstünü çizdiğimiz cümlelerin sayısı, altını çizdiğimiz cümlelerin sayısını geçmemeli. O zaman hayat daha anlamlı olur sanırım…