Edebiyat dünyasının en önde gelen ismi idi, bütün herkes şairliğini, yazarlığını ve fikir adamı olduğunu yazdı, söyledi, hepsi de doğruyu yazıp söyledi, ancak o mümin olmanın hazzını yaşadı ve yaşansın istedi.
Diriliş ruhunu aşılamaya çalıştı, İslam’ın bir diriliş dini olduğunu gönüllere nakşetmek istedi, öte dünyada olduğu gibi gerçek dirilişin bu dünya hayatında da olduğuna inandı.
Ölü kalplerin ancak İslam’la, imanla dirileceğinin inancını taşıdı, mütevazi idi, çünkü mümin olmanın bütün alametleri üzerinde idi.
Bir keresinde İstanbul’a gittiğimde bir dostla beraber ziyaretine gitmiştim, o güzel insanın, o büyük şairin tevazuu karşısında hayranlığımı gizleyemedim.
Merhum Sezai Karakoç bir “iz” bıraktı edebiyat dünyasında, içinde kaynayan duygularını şiirlerine aktardı, yazılarında dile getirdi örnek hayatı ile de mümin olarak nasıl yaşanılacağını gösterdi.
Allah gani gani rahmet eylesin, mekanını cennet kılsın, Sevgili peygamberimize (s.a.v.) komşu etsin ve ruhu şad olsun
Onu sevenlere, ailesine sabr-ı cemil versin.
ÖNCE TÖVBE SONRA HELALLEŞME
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu siyasi bir “atak” yaparak helalleşme yoluna gideceğini söyledi, siyaset aleminde hayli yankılandı bu sözü.
CHP ülke yönetiminde söz sahibi olduğu zamanlarda silinmesi zor olan ”olumsuz” derin “izler” bırakmış bir partidir, Kılıçdaroğlu şu anda bu partinin genel başkanıdır, görülen odur ki kendisini bu partinin geçmişinden ötürü sorumlu tutmakta ve helalleşmek istemektedir.
CHP geçmişten günümüze ve günümüzden geleceğe doğru yürüyen bir parti görünümü vermektedir, helalleşme sözünün içinin dolması için önce “tövbe” gerekir ki bundan sonra aynı hatalar olmasın, yanlışlar yapılmasın, siyasetteki “tövbe” ise parti tüzüğünün değiştirilmesi, yeni bir yol haritasının çizilmesi demektir, şu anda söylenen sadece helalleşmedir.
Helalleşme “erdemliktir” takdir edilir, çünkü “kul hakkı” ödenmesi güç bir haktır, insanlarla teke tek helalleşme mümkün değil, ancak toplum olarak inandırıcı olması için sözünü ettiğimiz “tövbe” şarttır.
Gelecekte insanlar “eski CHP” dediklerinde “yeni yani tövbeden sonraki CHP” yi bilmelidirler, yoksa içi boş olan bu söz ve inandırıcı olmaz.
“Cemaziyel evveli” bilinen bir partinin “ahiri” tahmin edilebilir eğer tövbe olmazsa, parti kendini yenilemezse.
“Geçmişe sünger çekmek” diye bir söz vardır.
Kılıçdaroğlu kendisinden önce partisine genel başkanlık yapmış onca ismin hatalarını yüklenmeye cesaret edebilir mi, yoksa “dün dündür mü” der?
Bazı siyasiler “helalleşmeden önce “hesaplaşma” gerekir” diyorlar, bunun adı ise “nefis muhasebesidir” yani kendi kendini hesaba çekmesidir.
Acaba ana muhalefet partisinde bir sancı mı var, yoksa özlemini çektiği iktidar koltuğu için bir yatırım mı yapılıyor?
Bu tür değişik söylemler bu partinin genel başkanının değiştiği zamanlarda görülür, mesela “ortanın solu” söylemini Bülent Ecevit dillendirmişti o zamanlarda bile bu parti bir arayış içinde idi ve halen bu arayışı devam ettiği içindir ki helalleşme yoluna gidileceği söyleniyor.
Bir de cenaze namazı kılınırken imam efendi cemaate sorar: “mevtayı nasıl bilirsiniz?” diye, onlar da “iyi biliriz” derler ve sonra yine imam efendi cemaate “Hakkınızı helal ediyor musunuz?” der işte o zaman “helalleşme zamanıdır, CHP hayattadır ve helalleşmeyi istemektedir.