Para nedir? Para, devletçe bastırılan ve ülke içinde ödeme aracı olarak kullanılan, üzerinde saymaca değeri yazılı, kâğıt ya da metal nesne. Fakat bir nesne ki nelere kadir. Aslında bir para; Mucize, olanaksızlıkları olanak kılan bir araç. Paranız varsa istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. Güç sizin elinizdedir, çünkü para güçtür. Para binlerce yıldır, insanoğlunun alışveriş için kullandığı bir araçtır. Para ticaretin, ekonominin, üretimin en temel parçasıdır. “Varlığı bir dert, Yokluğu yara” Paranın değeri, her insan için başkadır. Para, olmazsa; Hiç şüphesiz zengin olanlar fakir olanlardan sadece daha “rahat” bir hayat değil, aynı zamanda daha sağlıklı bir hayat da, sürerler. Bu durumda parasızlık bir evde olunca, pek huzur olduğu da, söylenemez.

Yoksulluk aynı zamanda ev içindeki ilişkilerde çatışmaya yol açarak, huzursuzluk ve boşanmaya neden olabilmektedir. İnsanlar yoksul olmasalar bile ihtiyaçlarını karşılamak, hayallerini gerçekleştirmek, geleceklerini sağlama bağlamak amacıyla, daha fazla paraya sahip olmak istiyorlar. Daha fazla şeye sahip olmak, daha iyilerini, daha yenilerini almak için paraya ihtiyaç duyuyoruz. Daha zengin bir hayata ulaştığımız zaman çok daha mutlu olacağımızı düşünüyoruz. Oysa farklı gelir grupları karşılaştırıldığında bunun gerçek olmadığı görülüyor. Araştırmalara göre; insanların kazançlarında ki artış, hayatlarına bekledikleri kadar büyük bir huzur getirmiyor. Kutsal kitap bizi sadeliğe çağırıyor; Daha çok şeye sahip olmaya değil, Daha çok paylaşmaya çağırıyor.

Dünya bizi kendimize dönük yaşamaya ve hep bir şeyleri toplamaya çağırırken, “ALLAH” bizi dışarıya dönük yaşamaya, sevgi göstermeye ve vermeye teşvik ediyor. Para ile mutluluk kazanmaya çalışmak, çok kere insanları beklediklerinden uzaklaştırmaktadır. Para kazanarak daha çok mutlu olmak isteyen kişi, daha çok çalışmak zorunda kalmakta, kazandığı parayı harcayacak ve hayat kalitesini yükseltecek etkinliklere, ayıracak daha az zaman bulmakta zorlanmaktadır. Çünkü mutluluk, gelecek ve içinde bulunulan zamanla ilgili çok farklı duygular içerir. Bu durumda ister istemez akla, “para ile mutluluk arasında hiçbir ilişki yok mu?” sorusu gelmektedir. Özetlersek, parayla insanın kişiliğini, duygu dünyasını, düşünsel yapısını yansıtmaktadır. Ona ayna tutmaktadır. Yani kişi parayla ilişkisinde, kendi psikolojisini yakalamalı, zaaflarını ve iyi yönlerini saptamalıdır…

Anlaşılan, eldeki parayı değerlendirmek en az onu kazanmak kadar, önemli olmaktadır. Ancak hepsi bir yana, değil mi ki; sonunda ölüm vardır, mülkün sahibi belli ki Allah’tır. Bunu unutmadan, parayı doğal, ulusal, evrensel, bireysel gelişim için bir araç kullananlar, mutlu olmaktadır. Uzmanlara göre, yeni bir şeylere sahip olmanın getireceği zevki gözümüzde çok büyütüyoruz. Bu yanılgı yüzünden, başkaları yerine kendimiz için para sarf ettiğimizde, daha mutlu olacağımızı düşünüyoruz. Ama araştırmalar; Paylaşmanın ve bağışlamanın insanlara, daha büyük huzur getirdiğini gösteriyor. Bu nedenle, para kazanmaya devam etmeli ama mutlu olmak içinde, bir şeyi unutmamalıyız: Başkalarıyla paylaşmayı! Yani kısacası, parayla saadet olur; Tabi başkaları için de, harcarsak! Son bir kez tekrarlamak isterim ki, parayı Allah’ın emaneti ciddiyetiyle ele almak, ona büyümesi gereken hassas bir bebek muamelesi yapmak, emanet üzerinde hakkı olanları ölçülü bir şekilde kollamak gerekmektedir…