Son haftalarda aldığı sonuçlar ve oynadığı futbol ile taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanan Yeni Malatyaspor, bu hafta kendi sahasında B.B Erzurumspor karşısında aldığı mağlubiyet ile camiasına ve futbol kamuoyuna adeta şok yaşattı.

Malatya'ya sorunlarla ve eksiklerle gelen B. B Erzurumspor yeni hocasıyla adeta bir çıkış arıyordu. Malatya tarafında ise son haftalarda alınan iyi sonuçlar ve güzel futbol ile moraller yerinde ve adete farklı kazanılacak bir maç sonu bekleniliyordu.
Maçtan bir gün önce sosyal medya da çok zorlu bir 90 dakikanın bizi beklediğini rakibin ligin sonunda olduğuna bakılmaksızın iyi motive olunması gerektiğini belirtmiştim.
Ne yazık ki bu düşüncelerim doğru çıktı ve B. B Erzurumspor maçı kazandı. Malatya'nın futbol atmosferini çok iyi bilirim, tesislerde ki atmosferin nasıl olduğunu çok iyi tahmin ediyordum, onun için bu maçın çok zor olacağını belirttim ve sosyal medya hesabımdan paylaştım.
Maça gelecek olursak nasıl olsa kazanırız psikolojisi sahada futbolculardan tut, kenar yönetimine ve herkese yansımıştı. Dolayısıyla bu sonuç ortaya çıktı. Oysa ki hiç bir maç mücadele etmeden, iyi motive olmadan kazanılmıyor.
Rehavet futbolun en tehlikeli unsurudur. Onun için maçın son düdüğüne kadar çok iyi konsantre olunması ve maç öncesi bunu takıma htirilmesi gerekiyordu.
Bu maçta gözlerden kaçmayan bir durumda haftalardır çok iyi maçlar çıkaran ve Yeni Malatyaspor'un galibiyetlerinde ve aldığı puanlarda çok büyük katkısı olan Ertaç'ın yediği gollerde yaptığı hatalardı.
Ertaç gibi iyi bir kalecinin bu golleri yemesi şaşkınlık yarattı. Sonra bir de baktık ki Ertaç' ın performansının zirve yaptığı maçlarda ( Başakşehir ve Fenerbahçe) Malatyalı kaleci antrenörümüzün beraber çalıştığı dönemlere denk gelmesi.Ertaç'ın daha önceden de Kasımpaşa da beraber çalıştığı Malatyalı kaleci antrenörü Ercüment Kurt ile iyi bir çalışma ortamı yakaladığını da görmüş olduk. Neden mi? Hamza Hamzaoğlu' nun ekibinde bulunan kaleci antrenörü Metin Mert'in Covid 19 testi pozitif çıkınca karantina sürecinde Ertaç'ı çalıştıran Malatyalı kaleci antrenörümüzün, Ertaç' ın performansına yaptığı katkı gözlerden kaçmazken, karantina bittikten sonra Metin Mert ile çalışan Ertaç'ın performansının düşmesi B. B Erzurumspor maçında net bir şekilde görülüyordu.
Böyle açık ve net bir performans farkını nasıl göremezler, inanılır gibi değil. Ya da görüyorlar ama Malatyalı kaleci antrenörü, Ertaç' ın performansını olumlu yönde etkilediği için, acaba gören gözlerin önüne perde mi iniyor? Yazılacak çok şey var aslında ama şimdilik bu kadar ile yetinip gelişmeleri izlemekte fayda var diye düşünüyorum.
Maçtan sonra yaşanan olaylar, Semih'in ve Hamza Hamzaoğlu'nun açıklamaları sıkıntıların gün yüzüne çıkmasına neden oldu. Takımda konuşması gerekenler susarsa, konuşmaması gerekenler konuşur. İş böylede olunca Türkiye'ye olumsuz bir imaj bırakırsınız. Bu konular sportif direktörü ilgilendiren konulardır, bu tür açıklamaların muhatabı sportif direktördür. Futbolcu ve teknik direktör böyle talihsiz bir açıklama yapamaz. Bu sıkıntıları sportif direktör konuşur ve çözmeye çalışır. Eğer bu sıkıntılar futbolcu ve teknik direktör tarafından basın önünde konuşuluyorsa o zaman sportif direktörlük neden kulüpte var sorusu akıllara gelir. Kulüplerde sportif direktörlük görevi bu işleri çözmek, yönetim ve takım arasında köprü görevi yapmak için vardır. Hamza Hamzaoğlu ve Semih maç sonunda yapmış oldukları talihsiz açıklamalar ile bu köprüyü yıkmışlardır. Gelecek haftaya bakacak olursak Yeni Malatyaspor'u, Ankara'da zorlu bir maç bekliyor. MKE Ankaragücü deplasmanda Denizlispor'u yenerek moral buldu. Yeni Malatyaspor da ise moraller bozuk. Umarım bu olumsuz havayı bir an önce kulüp olarak dağıtırız ve Ankara'dan puan yada puanlarla döneriz.