Bir şekilde AK Parti devre dışı kalsın, FETÖ, ABD ve diğer dış güçler üzerinden çözülsün yaklaşımı hâkimdi. Çünkü FETÖ çözüm değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bölmeyi hedeflemiş ve bununda uygulamasını 15 Temmuz hain darbe gecesinde net bir şekilde ortaya koymuştur. 15 Temmuz hain gecesinde darbe yapanlara darbe vuran bu millet, bu yaşananların arka planını görmüş ve kan emici terör örgütlerine gerekli cevabı vermişlerdir. Doğu ve Güneydoğu’da yıllarca baskı, zülüm yaparak zorla ailelerden çocuklarını alan PKK artık yapamaz oldu. Bu sefer siyasi uzantıları devreye girerek özellikle çocuk ve gençleri çeşitli yalanlarla kandırarak PKK’nın dağ kadro- suna militan yetiştirdiler. Devletin gücünü hisseden anneler bu yaşananlara karşı dün içinde kopan çığlıkları, feryatları bütün dünya duyacak şekilde haykırdılar, haykırmaya devam edecekler. Sessiz çığlığın sesi Hacire Ana oldu. Daha önce terör örgütü PKK’ya kaptırdığı bir oğlu ve yakınının ölüm haberlerini HDP’lilerden alan anne Hacire Akar, ortadan kaybolan diğer oğlu Mehmet Akar’ı dağa kurban etmemek için Diyarbakır HDP İl Başkanlığı önünde günlerce oturma eylemi yaparak sesiz çığlıkların sesi oldu ve mücadelesinin ardından terörün pençesinden Mehmet’ini kurtarmayı başardı. Hacire Ana diğer terör mağduru analara da rol model oldu. Onlarda evlatlarının hesabını HDP’ye sormaya başladı.Yer yine Diyarbakır tarih 9 Temmuz 2021 vatandaşlara seslenen ve Çözüm Süreci’ne ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘Biz tüm samimiyetimizle ‘barış' dedik, ‘kardeşlik' dedik, ‘çözüm' dedik, ‘adalet' dedik, ‘hak' dedik, ‘özgürlük' dedik, ‘demokrasi' dedik. Biz red, inkar, asimilasyon politikalarını ortadan kaldırıp, hak ve özgürlük eksenli bir yaklaşımla asırlık meselelerin çözümüne yöneldik. Peki bunlar; yani terörden beslenenler, terörü destekleyenler, sırtını ize değil de PKK'ya, terör örgütüne dayayanlar ne yaptı? Gelin bugün, utanmadan, yüzü kızarmadan, bozuk plak gibi sürekli; barış, demokrasi, kardeşlik diyenlerin maskelerini hep beraber indirmeye var mıyız? Bunların eş genel başkanı geçenlerde çıkmış, ‘AK Parti kadınların başına gelmiş en büyük felakettir' demiş. Şimdi buradan seslenmek istiyorum: Asıl KCK'sıyla, PKK'sıyla, PYD'siyle, HDP'siyle hep birlikte benim Kürt kardeşlerimin kanını, iliğini sömüren, duygularını istismar eden bu çete son bir yıldır bu milletin, bu bölgenin, bu halkın başına gelmiş en büyük musibettir. Lafa gelince ‘barış' derler, ‘kardeşlik' derler; son 40 yılda öldürdükleri, dağa çıkardıkları, teröre bulaştırdıkları, hayatını kararttıkları 50 bin Kürt kardeşimin kanına giren bunlar değil mi? Bu ülkede en çok Kürt kanını PKK dökmedi mi? Bu bölgede köylerin boşalmasına, yakılıp yıkılmasına, kentlerin çökmesine, sanayinin ve ticaretin bitmesine neden olan bunlar değil mi? Bunlar demokrasi savunucusu değil, demokrasi düşmanıdır, demokrasi istismarcısıdır. Her türlü riski göze alarak başlattığımız Çözüm Süreci'nde neler yaşadığımızın şahidi sizlersiniz. Biz Çözüm Süreci'ni niye başlattık? ‘Yeter ki artık anneler ağlamasın' dedik. ‘Yeter ki akan kan dursun' dedik. Samimiyetle başlattığımız bir süreci bunlar provoke ettiler, zehirlediler, istismar ettiler ve sonunda tamamen yıktılar. Çukur eylemleriyle, bölgede yaşayan tüm vatandaşlarımıza tuzak kurdular. Ferasetinizle, dirayetinizle, sağduyunuzla bu tuzağa düşmediğiniz için her birinize şükranlarımı sunuyorum.Üstelik bunlar ülkemizdeki ve Suriye'deki kardeşlerimizle kalmadılar. Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin de başına bela oldular. Artık ülkemizde işleyemedikleri cinayetlerine orada başladılar. Çünkü bunlar Kürt düşmanı. Çünkü bunlar insanlık düşmanı. Bunların olduğu yerde hak, hukuk, adalet, vicdan, fikir özgürlüğü, örf, adet kalmaz. Bunlar, 1940'larda Türkiye'nin başına bir kabus gibi çöken tek parti CHP zihniyetinin günümüzdeki versiyonudur. Kürt kardeşlerime yapılan zulüm başta olmak üzere, bu ülkedeki tüm büyük günahların anası olan CHP ile yol yürümek de zaten ancak bunlara yakışırdı.Şimdi CHP ile HDP beraber yürüyorlar mı? İYİ Parti, beraber yürüyorlar mı? Al birini vur öbürüne… Birbirlerinden hiçbir farkı yok. HDP'nin İstanbul'da ve diğer şehirlerde CHP'ye verdiği desteğin nedeni işte bu ideolojik akrabalıktır. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum: Küresel emperyalizmin ülkemizde yaklaşık 1.5 asırdır kaşıdığı bir yarayı kapatmak için evet, Çözüm Süreci'ni biz başlattık ama Çözüm Süreci'ni sonlandıran biz olamadık. Çünkü Çözüm Süreci'ni bunların kötü niyeti, art niyeti, gizli gündemleri sonlandırdı. Güya siyasetçi kimliğiyle ortada gezenler de hiçbir zaman şiddetle, terörle aralarına mesafe koymadılar.

Dün, akan kanı sürdürmek için Çözüm Süreci'ni baltalayanlar şimdi CHP ile işbirliği yapıyor hatta Anayasa yapmaktan bahsediyor. Tek dertleri, tek projeleri, tek gayeleri var, o da; Tayyip Erdoğan'sız, AK Parti'siz bir Türkiye. Kafalarındaki faşist emellere, bu kardeşinizi engel olarak gördükleri için de işi gücü bırakıp bizimle uğraşıyorlar. Bunların tek bir tane hayırlı adımlarını, yaptıkları eseri gördünüz mü? Göremezsiniz. Çünkü yok. Sizden ricam, bunları gördüğünüz her yerde yakalarına yapışın, sorun, sorgulayın. ‘Çözüm Süreci'ni bitirmek için kim size talimat verdi', bunu sorun. Şimdi, hazır mıyız? Molla Cezeri'den şöyle sizlere bir sesleneyim. ‘Ey Şehinşahê Mu'ezzem Heq Nigehdarê Te Bî Sûreyê Inna Fetehna Dor Û Madarê Te Bî'. Anladınız mı? Ama siz söylemediniz… Hadi bir de beraber söyleyelim, tamam mı? Molla Cezeri'nin, ona göre. ‘Ey Şehinşahê Mu'ezzem Heq Nigehdarê Te Bî Sûreyê Inna Fetehna Dor Û Madarê Te Bî'. Manasını da söyleyeyim: ‘Ey yüce şahlar şahı, hak, koruyucun olsun senin. İnna fetahna süresi çevrende sürün olsun senin” dedi.

Ülkemizde yaklaşık 40 yıldır yaşanan onca acı hepimizi birleştirmesi gereken yerde maalesef siyasi husumetlere malzeme ediliyor. Siyasi bir çok oluşum menfaatleri doğrultusunda elde edecekleri rant için bu meseleye sadece seçim döneminde eğilmekteler. Aslında çözüm siyaset üstü bir yöntem ile çözüme kavuşur. Her daim bu sürecin takipçisi ve destekçisi olacağız. Ne demiş usta kalem Sezai Karakoç: “Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak, hâlbuki biz sussak tarih susmayacak, tarih sussa, hakikat susmayacak.”