Evet, çok değerli okurlarım bu sabah aklıma sürekli “belirsizlik ve belirsizliği beklemek “ile ilgili düşünceler geldi. Belki de son zamanlarda henüz sonuçlanmamış bir durum yaşıyor olmamdan kaynaklanıyordur.

Bu da bir belirsizliktir aslında.
Tekrar düşündüm ve biraz empatiyle yaklaşarak bu durumda neler yazabilirim acaba diye çabalayınca aşağıdaki cümleler dökülüverdi yüreğimden.
Belirsizlik yaşayan ve bekleme sürecinde olan bir kimse neler düşünebilir neler hissedebilirdi acaba?
“En kötü karar, kararsızlıktan iyidir.” Derler ya bayılırım bu cümleye en çok umutla beklemek ve acabalar acıtır insanın canını ve en çok onlar çalar umutsuzca yaşanan kararsız zamanlarımızı.
Bir halk hikâyesinde bu durum şöyle anlatılır;
Bir adam yolda ağlayarak gidiyordu. Bir bilge adama onu gördü ve sordu.
Neden ağlıyorsun evlat, başına kötü bir şey mi geldi? Bir felakete mi uğradın? Sorma dedi ağlayan adam. Mahvoldum dükkânım, yandı paralarım gitti, servetimi her şeyimi kaybettim geriye sadece borç senetlerim kaldı.
Bilge adam ağlanacak kayıplar değildir evlat. Ben de umudunu kaybettin de onun için ağlıyorsun sandım!
Şunu unutma ki, umudunu kaybeden adam her şeyini kaybeder. Ama umudunu kaybetmeyen adam yeniden teşebbüse geçer.
Kaybettiklerini zaman içinde yine kazanabilir sen ümit Varol evlat, ümit var.
Umutlu olmak olumsuz giden şeylerin son bulacağına her şeyin tekrar yola gireceğine olan inancın bir göstergesidir. Umut yaşamın anlamı ve yaşam amaçları ile de ilişkilidir.
Umut öyle bir kelimedir ki söylendiğinde insana birçok şey anımsatır. Bu zorlu hayat mücadelemizde bazen bizi ayakta tutan tek şeydir.
Hayat bizi fırtınalarıyla oradan oraya sürüklerken tek bir şeye ihtiyaç duyarız, umuda.
İşte o umudu bulmazsak çare de bitmiştir. Düşünün, artık umudunuz kalmamış, sizi ayakta ne tutabilir? Hayatta ne bekleyebilirsiniz artık?
Hayattaki umduğumuz gerçekleşmeyebilir. Böyle durumlarda yerini başka umutlar alır. Çünkü hayata tutunmak, savaşmak için her zaman umut gereklidir.
İnsan yaşama umuduyla dünyaya gelir, sonra okumak, sevdiği mesleği başarmak ve yapmak ister. Ya da bir işte çalışmak, aile kurmak ister…
Kimisi için umut kariyedir, kimisi için de aile. Ama her ne olursa olsun umut insanoğlunu besleyen önemli duygudur.
Umudun tersi karamsarlıkta kötü bir şeydir. Bazı insanlar çalışıp çabalamak yerine karamsarlığa düşüp; “yapamayacağım, olmayacak.” Diyerek o durumdan kurtulmayı imkânsız hale getirir.
Herkesin bildiği ve benimde çok doğru bulduğum bir söz vardır. “Başarmanın yarısı inanmaktır.”
İnanıp umut edersek, umut ettiklerimiz gerçek olabilir. Düşmana göre teknik açıdan yetersiz olduğumuz zamanlarda bize kazandıran inanç ve umudumuzdu.
Umudunu kaybeden insanın başka kaybedeceği bir şeyi yoktur.
Umudunuzu hiçbir zaman kaybetmemeniz dileğiyle…