İbadet, dini bir terim olarak insanın ALLAHA saygı, sevgi ve itaatini göstermek, onun hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle ortaya koyduğu belirli tutum ve gerçekleştirdiği davranışlar için kullanıldığı gibi daha genel olarak ibadet, islamın emir ve yasaklarını gözetmeyi ve ALLAHIN sınırlarını korumayı ifade eder. Niyete bağlı olmak kaydı ile işlendiğinde sevap kazanılan fiildir aynı zamanda kişinin bir davranışı ibadet olabilmesi için, kişide iman, niyet ve ihlâs olması gerekir. İbadetin ALLLAH rızası için yapılması ve islama uygun olması gerekir.

Ruhun en önemli gıdası sağlam iman ve ihlâsla yapılan ibadettir. İbadet, saygı ve itaatin en yüksek derecesidir bu ALLAHIN üzerimizdeki hakkıdır. Dinler tarihini incelediğimizde gerek hak din olsun gerekse batıl din olsun, içinde ibadet olmayan, emirler ve yasaklar bulunmayan hiçbir dine rastlamak mümkün değildir. ALLAH katında yegâne din olan İslam dininde de ibadet vardır ve zorunludur.
Yapmaya mecbur olduğumuz tüm ibadetler kul oluşumuzun idraki için ancak ve ancak ALLAHIN rızasını kazanmak, ona layık kul olmak, azmi ve gayreti ile yapılması halinde anlam kazanır ve gayesine ulaşır. Yaratana kulluğun başlıca göstergesi ibadettir. İbadetsiz bir Müslüman, acaba kendini itaatkâr bir mümin sayabilir mi? bu Rabbim emir ve isteklerini yerine getirmeyeni yarın ondan ne istemeye hakkı olur? Gökteki ve yerdeki bütün varlıklar ona bağlılıklarını sürdürürken hele inanan bir Müslüman’ın ibadet etmemekte dayatmasının manasını anlamak mümkün değildir.
Unutmayalım ki; ibadetlerimiz sayesinde yüzümüz nurlanacak, günahlarımız eriyecek Rabbimiz bizlerden razı olacaktır. Sonsuz ve ebedi olan ahret hayatı, ibadetsiz, ahlaksız, hayırsız nasıl kazanılır? Şöyleki; ibadetler, imanın görüntüsü ve koruyucusudur. İnanan insanı, ruhen olgunlaştırır ve günlük hayatının düzenli olmasını sağlar.
İbadetler, kalplere ALLAH sevgisini ve korkusunu yerleştirir her türlü kötü düşüncelerden arındırır. İnsandaki sorumluluk duygusunu artırıp dürüstlüğe sevk eder. İnsana ALLAHIN rızasını, hoşnutluğunu, dünya ve ahret mutluluğunu kazandırır. Halk arsında yaygın bir kanaate göre ise ibadet denilince akla, namaz, oruç, hac, zekât gelir. Ve ibadetin sadece bunlardan ibaret olduğu zannedilir. Oysa ibadet, bunlardan ibaret değildir. Çok geniştir.
O kadar geniştir ki ALLAH için yaptığımız, her türlü kulluk, iyilik ve yine onun için kaçındığımız her türlü kötülük birer ibadettir. Yani ALLAHIN emrettiklerini yapmak, yasaklarından kaçınmak ibadettir.
Kısacası; şuurlu mümin, yeme içmeden, oturup kalkmaya varıncaya kadar bütün hareketlerini ibadete dönüştüre bilir. İbadet, YÜCE ALLAHIN insana verdiği sayısız ve eşsiz nimetlerin bir şükrüdür. İbadet, insana kedini tanıtan, kâinattaki konumuna ve sorumluluğunu idrak ettiren bir hatırlatıcıdır. Bundan dolayıdır ki, ibadet edebilen insan her şeyden önce bilinç sahibi bir kimsedir.
Ve ibadetler insanın ahlaklı olmasını, erdemli bir kişilik edinmesini amaçlar bu düzeye çıkan insanın kalbinde bütün varlıklar için güzel duygular gelişir. Ve kişi insanlık onuruna yakışmayan her türlü kötülükten uzaklaşır.
Sağlıklı,huzurlu, mutlu günler dileğiyle…