CHP Malatya il örgütü, bu aralar ilçe örgütlerinde partinin,geçmiş ve gelecekteki politikalarını değerlendirmek ve geleceğe dair yeni politikalar geliştirmek için üyelerin ve halkında katılımı ile toplantılar yapıyor.
Önceki gün DOĞANŞEHIR'de böyle bir toplantı yapıldı.
Her toplantı başlangıcında toplantıları düzenleyen, ilçe,il başkanı ve sayın vekil'in açılış konuşmalarını dinlediğin zaman insanı gerçekten demokratik bir uyum havası sarıyor.
Fakat iş uygulamaya doğru ilerlediği zaman işin rengide tadı da değişiyor.
Baştaki demokratik hava yerini sibirya soğuğuna,otoriterizme bırakıyor.
Yıllardır siyaseten ektiklerinin meyveleri patır patır ortaya dökülüyor.
Kendilerine göre liyakat bu.Biz anlamamışız!
Aslında içerik olarak baktığımız zaman gerçekten demokratik, şeffaf ve verimli bir siyasi çalışma gibi görülen bu çalışma toplantılarına katıldığınızda hiçte öyle olmadığını görürsünüz.
Çünkü toplumsal siyasetin dışında ne ararsanız bu toplantılarda görürsünüz.
Toplumsal siyasetin dışında her türlü bireysel egoya dayalı siyasi dedikodu var.
Bunada sol, hemde sosyal demokrat siyaset diyorlar.
"Balık baştan kokar" diye bir halk deyimi var.Burda da böyle!
İlk başta toplantıyı düzenleyen ve sözüm ona parti üyelerini,halkı dinleyip geçmişteki hatalarından ders çıkarıp gelecekteki başarılar için politika üretmeye çalışan sayın il başkanı ve sayın vekilimiz ta ilk başta toplantı başlar başlamaz ellerindeki cep telefonlarına dalıp gidiyorlar.
Toplantıda kim niçin,neden ne konuşuyor, konuşmacı konuşmasında ne demek istiyor ne anlatmak istiyor,amacı ne.Hiç umurlarında bile değil.
Tavır bu.
Ne parti,ne toplantıya katılanlar,ne parti politikaları,başarı ve başarısızlıkları umurlarında bile değil.
Kimseyi dinledikleri falan yok.Sadece dinliyorlarmış gibi yapıp toplantının bir an önce bitmesini bekliyorlar gibi bir tavır.
Konuşulması gereken ilçedeki sorunlar.Toplantının amacı bu.
İl başkanı ve sayın vekilin burada hakem olması,yapılan eleştiri ve önerileri önce muhatabı olan ilçe başkanın sonra yetersizlik görülür ise il bşk oda olmazsa sayın vekilin cevaplaması gerekir.
Böyle olmuyor İlçe. Başkanı davetli bir misafir gibi oturmuş konuşulanları, konuşmacıları dinlemekle yetiniyor.Arada birde bıyık altında kıs kıs gülüyor.Toplantının,konuşmacıların,eleştiri ve önerilerin asıl muhatabı bu.
Ama öyle olmuyor.Sanki il başkanı,sanki vekil ilçe başkanı olumlu,olumsuz her eleştiriye cevap vermeye çalışıyorlar.
Konuşmacıları,eleştiri ve önerilerde dinlemedikleri için her zaman olduğu gibi aynı basmakalıp cevaplarla işi geçiştirip kendi yanlışlarını yeni doğrular, yeni politikalarmış gibi savunup insanları ikna etmeye çalışıyorlar.
Aslında bir bakıma haklılarda.
Çünkü ne toplantıya katılanların ikna olmak gibi bir sorunları var ne sayın il başkanı ve sayın vekilin onları ikna etmek gibi bir sıkıntısı.
Çoğu toplantının bir an önce bitmesi ve sayın vekile bireysel sorunlarını yazılı ve sözlü olarak bir an önce ulaştırmanın derdinde.
Böyle olunca politik eleştiri ve önerileri de kimse dikkate alıp dinlemiyor.
Çünkü bakıyor ki önünde duran toplumun böyle bir derdi yok.
O da diyorki neme lazım.
Arada biri çıkıp yapıcıda olsa toplantının amacına uygun politik bir eleştiri ve öneri getirdiğinde onu kendi kafasındaki önyargılar üzerinde yargılıyarak sadece kendi siyasi egosunu tatmin edip olayı geçiştiriyor.
Tabi yaşananlar ve Malatya merkez ilçelerde alınan siyasi uygulama ve elde edilen sonuçlar bu tavır,davranış ve siyasi egoist yaklaşımın ne oranda doğru olduğunu bütün partililer gibi tüm Malatya kamu oyu partinin aldığı sonuçlara bakarak görüyor.
Her zaman derim.Bu siyasi tavır ve davranış ve egoist davranışla siyaset yapanlar siyaseti toplum için yapmazlar.Kendi bireysel çıkarları için yaparlar.
Hele hele sol siyaseti hiç yapamazlar.
Sadece yapıyormuş gibi görünürler.Alacakları sonuçta bu olur.
Yoksa yıllardır Malatya da bu güne kadar kendi ifadeleri ile o kadar fedakarca!! çalışmaya rağmen neden bir vekilliği ikiye, iki belediye başkanlığını üçe,beşe,altıya çıkaramıyorlar.
Hâlâ bir çok ılçede belediye bşk adayı bulamıyorlar.Milletvekilliği seçimlerinde kimse birinci sırayı garantilemeden gelip aday bile olmuyor.
Belediye başkanlıklarına aday olanlar bile kendileri ile masa başı pazarlıklarından sonra aday oluyorlar.
Vallahi başarı buysa evet doğru bir başarı var.
Ama bu başarının bütün meyvesini nedense hep sağ partiler topluyor.
Şimdi soru böyle bir sonuç elde ederek politika yapan sizce kimin için politika yapmış olur!!??