Malatya’yı inşa edecekseniz öncelikle tarlaya, bahçeye, çürük zemine ruhsat verenleri, buna göz yumanları, sözde denetleyicileri görevden alacaksınız. Ama ne yazık ki kimse sorumluluk almıyor. Sorunlular sorumluluk almadıkça kimse de hesap sormuyor. İşte bu kentin kaderi bu!
Malatya’da yıkılan bir binada oturan ve yıkımı gözyaşlarıyla izleyen bir kadın; “Yemedik, içmedik, üzerimize kıyafet almadık, dışarı yemeğe gitmedik bu evi aldık” dedi ve hakkını helal etmedi. İnşallah bu sözleri üzerine alan birileri olur. Ama pek olacağını zannetmiyorum.
Malatya’da sadece binalar ağır hasar almadı; yaşamlarımız, hayallerimiz, umutlarımız da ağır hasar aldı. Binalar yapılır, kent düzelir ama biz nasıl düzeleceğiz?
Sorunlar maalesef görmezden gelinerek çözülmüyor. Deprem bölgesinde yapılacak çalışmalarla birlikte fırsatçılara da geçit vermemek lazım.
Malatya’da her şey değişse de maalesef kaderi değişmiyor. Bunun nedeni sorumluların sorumlu oldukları kabul etmedikleri gibi her şeyi güllük gülistanlık göstermesinden kaynaklanıyor.