Gözünü davar ahırında açtı.

Davarla yattı.

Davarla kalktı, davarla büyüdü.

Koyun, kuzu, keçi, inek, dana..

Bir dağda.

Bir yayla da, bir ova da.

Göçebe yaşadı, göçebe büyüdü.

Okumadı ama hekim oldu.

Anlayacağınız, pratikten.

Hani; şu usta çırak işi var ya ondan.

Veteriner hekim yani.

Çekirdekten!

Okusaydı büyük adam olacaktı belli!

Olmadı; sevmeyince olmuyor işte.

Başkasını bilmem ama meşhur kavuğu kimseye kaptırmazdı.

Hani öyle rol icabı falan da değil.

Doğal, olduğu gibi. Yani organik.

O büyüdü.

Sürü büyüdü; yetişemedi.

Çoban tuttu.

Ağa dediler.

Bir ayağı şehirde, bir ayağı köyde.

Koyunun kuzusu, ineğin danası.

Peynirin parası, yoğurdun mayası, yemin torbası..

Al, ver.

Artık bir namı vardı.

Kendine has.

Gel ağam, git ağam.

Hele bir de ağam.

Bir söyledi, bin dinlendi.

Anlattı güldürdü, baktı güldürdü.

Okuyanı, okumayanı.

Bileni, bilmeyeni.

Bildiğini konuştu kahkaha.

Bilmediğini söyledi kahkaha.

Ağa bu.

Koyun ağası, kuzu ağası.

Laf cambazı, söz ağası.

O konuşsun siz dinleyin.

Gerisi Antep baklavası.

Amiri, memuru, müdürü.

Ahi Evran esnafı, köylüsü.

Kadın, kız, çocuk.

Şehrin ekabir eşrafı bir arada..

Sohbet derin ve özel.

Konu ağanın motivasyonu.

Yok seni motive etti..

Yok beni. Ha babam gül, de babam gül.

Onu dinle düşün.

Bunu dinle düşün.

Çık çıkabilirsin içinden.

Motive, motivasyon, mastür..

Allah, Allah.

Ne koyun, ne keçi..

Ne bu ya.

Bilmece bildirmece el üstünde kaydırmaca.

Sorsan bir, sormasan başka türlü.

Eh nihayet buldu işin kolayını.

Ağa davetli.

Veli toplantısında.

Pür dikkat dinlemede.

Sahnede hoca.

Dilde motivasyon.

“Başarı için çocuklarınız evde çıkmadan onlara..

Moral verin,

Motive edin.

Motivasyonla donatın.”

Hocaya alkış..

“Oh be dedi.

Öğrendim. Kötü değilmiş.

Hoca dediğine göre.!”

Motivasyon, motivasyon..

Motivasyon, mastürb..

Tekrar, tekrar üstüne.

“Vallahi ezberledim ya.

Güzelmiş güzel.”

Kendine güvendi.

Moral, mastürb..yon tavan yaptı.

Kapıyı açtı.

Ahi Evran ekabire baktı.

Bıyık altında güldü.

“Eee başkan sana hep bedavadan mastür...yon yapıyormuşum bir şey demiyorsun.”

Başkan mahçup, kızardı.

Ekabir güldü,

Kahkaha tonla, ağız kulaklarda!!

Ağa durdu.

Ağa sustu.

Hoca dedi..

Toplantı dedi..

Mastürb...yon..

Allah, Allah; dedi.

Yahu bu ne ya, iyimi, kötümü.

Abuzer girdi koluna.

Eğildi kulağına.

Fıs, fıs, pis!

Bir kendi güldü.

Bir Abuzer.

Bir ekabir eşrafı şehrin.

Mır, mır, mırıldandı.

İçinden söylendi.

“Sevdim seni bir kere, başkasını sevemem, köylü diyorlar bana desinler değişemem.

Desinler değişemem.”

“Eh ne yapalım.

Ben buyum işte!”

Ha motivasyon.

Ha mastür...yon.

Ne fark eder...

Ben söylüyorum.

Siz nasıl anlarsanız!!.