Yaşamını iyileştirmek isteyen herkes ilk önce olumlu düşünmeyi öğrenmelidir. Çünkü düşünceler inançları, inançlar davranışları, davranışlarda çevre ile etkileşimi belirler.
Zihni sağlıklı olanların, bedenleri de daha sağlıklı olur. Dolayısıyla olumlu düşünce hayatın kalitesini ve süresini de artırır.
Olumlu düşünme yeteneğini kazanmak için insan öncelikle kendisiyle barışık olmalıdır.
Bunun için düşüncenin, söylemlerin ve eylemlerin tutarlı olması gereğini hiç unutmamalıyız. Bu tutarlılık gösterilmediğinde hem toplumun güveni yitirilir, hem de insanın iç huzuru zedelenir.
Dolayısıyla, zihinsel açıdan sağlıklı olabilmek için gerçekleri kabullenmeyi de öğrenmek gerekir. Ancak, gerçekleri kabullenmek, onlara boyun eğmek demek değildir. Önemli olan gerçekleri görmek ve onlardan değiştirebilecek olduklarımız için yapıcı eylemlerde bulunmaktır.
Bazen hayatta üstesinden gelemediğimiz zorluklarla karşılaşırız, biran önce o durumdan kurtulmak isteriz. Öyle zaman olur ki, tam bu işi hallettim dediğiniz anda başka olumsuzluklar ortaya çıkar ve kişi daima sınırlamayı görür. Aslında karşısına çıkan engeller değildir… Nedir biliyor musunuz? Kişinin kendisidir. Olaylara bakışıdır. Acaba kaç kişi, şu soruyu kendisine sorma cesaretini bulabiliyor… Ben hayata nasıl bakıyorum? Evet esas nokta kişinin hayata bakışı… Gerçekte yolumuza çıkan her engel hayatın bir parçası… İşte asıl olan bunu görebilmek ve aldığımız her nefes için şükredebilmek… Şükretmek insanın gönlünü genişletir. Yani anlayacağınız herkesin kendine göre sıkıntıları var. Önemli olan nedir biliyor musunuz? Her şeye rağmen huzurlu olabilmenize sebep nedir biliyor musunuz? Sizin olaylara bakış açınızdır. Aklınızda şu düşünceyi çıkarmayın “Burası(dünya), cennet değildir.” Ve mutlaka sizin durumunuzdan daha kötü durumda olan insanlar vardır. Ayrıca durumu ne olursa olsun, her insan kendi hesabını verecektir. Sizin mutsuzluğunuza sebep gördüğünüz şey ortadan kalktığı zaman bütün sıkıntılarınız bitip, hiç sorunsuz bir hayat mı yaşayacaksınız?