Memleket ekonomik kriz içinde bir seçim sürecine de girdi. Yerel seçimler. Belediye başkanlığı seçimi. Öyle ya, vatandaş kendine bir başkan seçecek. Vatandaşı bilmem ama partilerin tam arayıp ta bulamayacağı bir ortam. Ne zamlar, ne onca işsizlik, ne iflas eden şirketler, ne borç batağındaki işçi, çiftçi, sanayici, öğretmen, memur vatandaş...
Ne kayısı, ne tütün, ne pancar, ne fasulye, ne elmanın kaderi. Herkesi gündemine bir seçim havası getirip oturttular. Vatandaş seçimi, onlar adayları konuşuyor. Yok şu aday, yok bu aday. Aslında partilerin bürokrasisi adaylarını çoktan belirlemiş. Ama seçime daha çok zaman var bir alavere dalavere havası ile vatandaşın nabzını sıcak tutmak lazım.
Hani bizde bir demokrasi var ya.! Da ha zaman çok, önümüz de kış, bunlara da bir uğraş lazım. Önlerine atalım bir demokrasi oyuncağı o zamana kadar oyalansınlar. Bu heyecan bu kış günlerinde onların havasını sıcak tutar. Önce şöyle bir aday başvuruları olsun. Biraz para gelsin, sonra şunları bir görelim. Bakalım neciler. Vatandaş biraz bunları konuşsun. Kim paralı, kim itaatkar, kim sadık. Öyle ya bu konuda liyakatlı, tecrübeli olmalı. Liyakat, tecrübe, bilgi birikim de artık bu demektir.
Onun içinde vatandaşın sorunlarına çözüm getirse, getirse ancak bu tecrübeye sahip, bu konuda gerçekten liyakat sahibi adaylar bu işi çözer. Yıllardır oturarak, sadece seçimden seçime parti bürolarını açarak seçimlere asılan bizim Muhalefet partisi CHP’de bulmuş işin kolayını. Nasıl olsa liyakatta tanım değişti. Kısa yoldan, kestirmeden gidelim diyor. Bir yerde Alevi vatandaşlar çoksa Alevi, Sünni vatandaş çoksa sünni, Türk çoksa Türk, Kürt çoksa Kürt bir adayla bu işi bitiririz olur biter. Tabi bu işte hani para da lazım ya. Onun için de yine öyle bir iki iş adamı para sahibi buluruz iş olur biter. Seçim dediğin ne ki.!
Koyun can bizimkiler et derdinde.!
Yok bir yerde biri birinden fazlaysa o zamanda hangi kesimin sayısı fazlaysa adayı o kesimden seçeriz, diğerleri(bunlar çoğunlukla hep Aleviler olmuştur.)nasıl olsa bize oy veriyor o zaman seçimi alırız.
Aleviler nasıl olsa çantada keklik.!
Nasıl bir demokrasi taktiği ama.!
CHP şimdi Doğanşehir’de bu meşhur demokrasi taktiğini uygulayarak seçime girmeye hazırlanıyor. Aday profilini de ona göre tespit etmiş bile. Tüm Doğanşehirli vatandaşın derdi geçim derdiyken, adamların aklında Alevilik, Sünnilik, Kürtlük, Türklük gibi bir şey yok. Her seçim döneminde siyaseten kabızlık sorunu olan, siyasi parti yöneticileri tarafında bu sorun ısıtılıp ısıtılıp vatandaşın önüne konuyor.
AKP yıllardır bu duyguları sömürerek iktidar olup, şimdi vatandaşın tamda gerçekleri görerek uykudan uyanmaya başlamışken, yani oyları düşmeye başlamışken senin de aynı yolu kullanarak vatandaşın karşısına çıkman, seni de aynı nedenlerden dolayı suçlayıp karşısında politika yaptığın AKP ile aynı noktaya getirmez mi? Vatandaş aranızda ki fark nedir? Demez mi!
Şu unutulmamalı, başarılı her siyasi iktidarın en büyük avantajı karşındaki başarısız siyasi muhalefettir. Böylesi kritik bir seçim sürecinde eski kalıplaşmış aşiret, cemaat politikaları seçim başarısı olmaz. Toplumu demokratik dönüşümlere demokratik siyasi partiler hazırlar. Hiç bir toplum kendiliğinden demokratik dönüşümleri içselleştirerek bu günlere gelmemiştir. Her demokratik toplum demokratik fikirleri üreten geliştiren kendi içinde çıkan bireylerin öncülüğünde bu günlere kadar gelmiştir. Bunlarda günümüzde siyasi partilerdir. Böyle seçim kazanılacaksa bence boşuna aday arayışına girmeye gerek yok. Yok temayülmüş, yok ön seçimmiş, yok üye, yok delege ne gerek var bunlara.
İlçenin merkez cami imamlarından birini başkan adayı, Cem evi dedelerinden birini yardımcı, diğer hoca ve dedelerden karma bir meclis aday listesi oluşturulur seçim alınır. Öyle fazla masraf yapmaya da gerek yok.
Nasıl olsa hem liyakatlığın, hem laikliğin tanımı da değişti.
Alın size çağdaş, modern kesin kazanabileceğiniz bir aday profili.
Başkan merkez cami imamı.
Başkan yardımcısı falanca cem evi dedesi.
İkinci başkan Karşıyaka filanca cemaat hocası.
Meclis üyeleri de devamında.
Nasıl olsa memlekette hilafet geldi. Ayak uydurmak lazım!
Anlaşılan daha çok çekeceğimiz var.
