Fransız devrimi 1789/1799 yılları arasında gerçekleşmiş dünya siyasal ve düşünce tarihinde köklü bir devrim yaratmış, dünyanın düşünce tarihine ezber bozdurtan başat bir evrilmenin başlangıcıdır. Portföyünde birey ve toplum özgürlüğünü biriktirmiş bu özgürlükçü devrim dünyanın siyasi tarihini eğitimsel ve yönetimsel olarak yeniden belirlemiştir.
Osmanlı Fransız devriminden yaklaşık olarak yüz yıl sonra 1876 da ilan ettiği meşrutiyetle oluşturmak istediği ''Kanun-ı Esasi'' yani bu günkü anlamıyla Ana yasa ile bu topraklarda özgürlükçü bir anayasa oluşturmaya çalışmış. Statüko yanlılarınca bunu hazırlayanlar yara bere içinde bırakılmıştır. Dünya siyasal tarihi bu duruma hiçte yabancı değil. Bu savaşın çok olağan bir tarih okuması olduğunu biliyoruz. O günün egemen güçleri ellerinde bulundurdukları siyasi gücü hiçte terk etmeyi düşünmüyorlardı. Çeşitli argümanlar deneyerek o günkü siyasal iktidar üzerinde kurdukları baskıyla bu anayasayı askıya aldırtmış, kalelerini kolay terk etmeyeceklerini güçlü bir şekilde vurgulamışlardır. Askıya alınan bu Anayasa ''Kanun-ı Esasi'' 1908 ihtilali sonucunda yeniden yürürlüğe sokulmuş ama ne kadar uygulama alanı bulduğu da tartışmalıdır.
Birinci meşrutiyetten buyana yaklaşık bir buçuk asırda yapılan beş anayasa sonucunda aynı tartışmalar devam etmiştir. Rejim değişiyor tartışmaları sür git devam etse de, ne rejimde nede sistemde köklü değişikliklerin olmadığını yine siyasal tarih okumalarımızın arasına sakladık.
Batı orta çağ Avrupa'sında kilisenin ağır baskısından ve monarşinin balyoz gibi yumruğundan düşünsel, siyasal ve ekonomik alanda köklü yapısal değişikliklere kıyametler kopararak, bunun sonucunda büyük Fransız devrimi gibi bir devrimle radikal değişikliklere gitmeyi becererek ileri demokrasiye ulaşmıştır. Bunun sonucunda ekonomik olarak ta mesela sanayi devrimi gibi bir değişimle gelişimini olgunlaştırmıştır.
Bizde ''kanun-ı Esasi'' ile başlatmak istediğimiz değişiklikler her dönem bir askeri ihtilalle rafa kaldırılmış, askeri vesayetlerin gölgesi altında siyasi iktidarlar bu vesayetten bir türlü kurtulamamıştırlar. Yapılmış olan bu beş Anayasa bir Fransız devrimi etmemiş hatta hiçte benzeşik olamamıştır.
16 nisanda bu serüven mevcut anayasada 18 maddelik bir değişikliğin yapılmak istenen sistem değişikliğinde ne kadar değişim yaratacağını vereceğimiz evet oyları sonucunda göreceğiz. Umudumuz bu siyasal tarihimizde bizi hiçte rahata erdirmemiş bu makus talihimizi yenmek istiyoruz.
Avrupa Fransız devrimiyle başlattığı otoriter rejimleri yenilgiye uğratma başarısını kendilerine tanıdıkları özgür ortamla düşünsel, siyasal bunların doğal sonucu olarak ekonomik olarak gelişimini kemale erdirerek dünya tarihine yön vererek göstermiştir. Bizde bu köklü devrim hareketleri batıdan hep bir asır sonra denenmiş bunun doğal sonucu olarak ta demokrasimiz yine bir ileri üç geri şeklinde günümüze kadar gelmiş. Her alanda siyasal iktidarlar üzerinde her dönem demir yumruk gibi duran malum güçler topluma gelişmesini tamamlayacak alan bırakmamışlardır.
Bu günkü siyasi iktidar 15 temmuzda ülke yönetimini yine bilindik yolla elde etmek isteyen sözüm ona zinde güçleri halkın çok büyük kahramanlık öyküsüyle önlemiş, bunun sonucu elde ettiği öz güveniyle yeniden bir sistem değişikliğine 16 nisanda yine halkın oylarıyla gitmek istiyor. Geride bıraktığımız başarısız sistem değişikliklerini bir daha yaşamak istemiyoruz.
Umudumuz 16 nisandan sonara değişecek 18 maddelik değişiklikle kalınmamasıdır. Bu devrim daha sonara çok güçlü argümanlarla beslenip çok daha güçlü değişikliklerle devam etmesidir. Devrimlerin özünde durağanlık yoktur. Devrimler hep diridir. Her zaman hep ileriye yürürler. Fransız devrimi gibi. Kendini sürekli yenilemeyen devrimler ölmeye mahkumdur. Rusya'da meydana gelen 1917 Bolşevik devrimi gibi.
Bu halk kendine güvenilmesini istiyor. Üzerindeki tüm vesayetleri 16 nisanda atmak istiyor. Bu tarihten sonrada çok daha ileriyi hedefleyecek sistem değişikliğini meydana getirecek düşünsel, eğitimsel, siyasal özgürlükler sonucunda doğal olarak ekonomik olarak ta gelişmelere yol açacak radikal değişikliklerin devamından yana tavır koyacak gibi görünüyor.
Selam, sevgi, dua...