Terör; insanın kafasının içinde, yetişme tarzında veya kendisini kasan, psikopatlaştıran kabullerinde gelişir. Kimi zaman intikam duygusu, kimi zaman kendisini kanun yerine koyma, kimi zaman hırsları ona tazyik verir.
Trafik terörünün temelinde de kuralsız yaşamak hali yatar. Dalgınlıklar, uykusuzluklar, yorgun ruh hali bu kuralsızlığı besleyen etkenlerdir. Kimilerinin neredeyse temel yaşam felsefesi haline getirdikleri, bir kereyle bir şey olmaz, ifadesi en azgın trafik canavarını yaratır.
Trafikte temel kurallardandır; kavşaklara yaklaşırken, virajlara girerken hız düşürülür. Trafiğin seyrine ve belirlenen hız limitlerine göre hız ayarlanır.
Direksiyona geçen ve “aman, ne olacak ki; bir kereyle bir şey olmaz” diyenler, bütün bu temel kuralları ihlal ettikleri için, birer trafik canavarına dönüşürler.
Işık yeşilden sarıya geçti; durmak için kendini ayarla… Kırmızıdan sarıya geçti; hareket etmek için hazırlan ve kontrollü bir şekilde hareket et!
Kimi sürücüler ne yapıyor?
Işık yeşilden sarıya geçti; geçmek için gaza basıyor. Kavşağa yaklaşırken, hız düşürmesi gerekirken, gaza yüklenip, makineli tüfekten fışkıran mermi pozisyonuna geçiyor.
Sonuç; telafisi mümkün olmayan, ölümler ve yaralanmalar…
Hele kamyonlar… Kimi kamyon sürücüleri, kavşaklara yaklaşırken, öyle bir hız arttırıyorlar ki; önlerine çıkan küçük araçları ezebileceklerini bile bile istiflerini bozmuyorlar. Malatya trafiğinde, gerek özel taşımacılık yapan, gerekse çeşitli kurumlara ait kamyon sürücülerinin bu tehlikeli hallerini yıllardır gözlemliyorum. Son olarak, Çöşnük kavşağında, kırmızı ışık ihlali yapan bir kamyon sürücüsünün, biçtiği iki otomobilde, genç bir insan hayatını kaybederken, iki kişi yaralandı. Yine Çöşnük kavşağında, hız limitini ihlal eden bir otomobil sürücüsü, genç bir çiftin ölümüne yol açtı, küçücük çocuklarını yetim bıraktı.
Ve okuyucuların, bu ihlallere ekleyecekleri…
Bazen ben de tehlikeler atlatıyorum.
Mesela; bir defasında kavşağa yaklaşırken, ışığın yeşilden sarıya geçtiğini gördüm. Ayağımı gazdan çektim. Biraz sonra kırmızı ışık yandı ve ben ışıklara geldiğimde durdum. Arkamdan hızla gelen kamyon sürücüsü, hızını azaltmak yerine, gaza basıyordu. Kırmızı ışıkta, sol şeridim boş olduğu için, son anda direksiyon kırarak hızla geçti ve gitti. Ben tehlike atlattım. Kavşakta, kendilerine yeşile yandığı için, geçmeye çalışan diğer araçlar tehlike atlattı. Fakat resmi bir kuruma ait olan kamyonun sürücüsü, ayağını gazdan çekmeden, aksine daha da hızlanarak çekip gitti.
Yolda rastladığım için söylüyorum; belediyelerin, resmi kurumların ve şoförler odasının, kendi sahalarına giren sürücülere yönelik eğitimler vermesi gerekir.
Bir de, sidik yarışına giren sürücüler var. Küçük araçlar, büyükler, yolda kapışıyor, şeritleri kilitliyorlar. Geçenlerde, bir kamyon sürücüsü, önünde giden kamyonu sollamak için manevra yapıyor. Çevre yolunda şeritleri kilitlediler. Sollama yapmak için manevra yapan gaza basıyor, diğeri de basıyor. Bir birlerini burun farkıyla geçiyorlar. İkisi de inat ediyor. Kapışma böyle devam etti. Çöşnük kavşağında, trafik görevlilerinin onları durdurduğunu duydum.
Hele bir de, modifiye ettikleri araçlarıyla trafik terörü estirenler…
En çok rastladığım ihlallerden biri de, makas atan sürücüler…
Kafa yapısı değişmedikten sonra, bu böyle devam edecek…
Almamız gereken çok yol var… Bu bedeviliği aşamazsak, trafik terörü azalmayacak.