Bu günlerde insanların en büyük hayali yeni güne mutlu uyanabilmek olsa gerek. Çünkü mutlu olmak o kadar imkansızlaştı ki … İnsanlar kafalarındaki binlerce sorunu çözmek için imkânsızı başarmak zorunda gibi.

Gece saat 24.00 civarı gibi evin balkonuna çıktım, Malatya’yı gözlemlemeye çalıştım. Nerde o cıvıl cıvıl ışıltılarla aydınlanan Malatya? Aydınlığa inat karanlıklara hapsolmuş, her siteden sanki zorlamayla yanan 2-3 ışık. Bu ışıklarda bile bir korku ve endişeyi hissedebiliyorsunuz. Bu da ruhumuzun sıkılmasına neden oluyor. Karanlıklar birçok acıyı da örtüyor. Yalnızlaşan aileler acılarıyla yokluk ve yoksunluklarıyla mücadele ediyor. Karanlık daha da bir kararak zifirileşip çöküyor umutlarımızın üzerine.

Anlık davranışlar sergiliyoruz. Gülümsemeler sahte ve zoraki. Çocukların sesleri neşeden uzak, sanki feryat figan. Geçmişle bağ kurulamıyor. Yarınların bilinmezliği korku dağlarının oluşmasına neden oluyor. ‘’Düşün düşün boştur işin’’ Sözündeki gibi kafamızdaki boşluklar dolmuyor, doldurulmuyor.

Şehri gezdiğimizde enkaz yığınları, toz duman içimize oturuyor. Anılarımızın enkaz altında olduğunu görmek yaşam direncimizi kırıyor. Her bir en kaz bizi daha da umutsuzlaştırıyor. Güzel bir şeyler arıyoruz. Hayata tutunabileceğimiz küçük şeyler. Sohbetlere katılamıyoruz. Çünkü sohbetlerde bile acılar yarışıyor. Her yaşanmış acı sanki bizi içine çekiyor. Herkes kendi derdine düşmüş, toplumsal birlik yok oluyor. Güven mi o da ne? Onlarca olumsuzluk içerisinde güçsüzleşen beyinler biçare. Çözüm üretemiyor. Günü değil öğünü kurtarma peşinde. Fırsat buldu mu güvendiği cep telefonuna sarılıyor. Zamanı onla paylaşıyor. Bir iki mesaj yazabilirse ne mutlu. Bazıları da ucuz kahramanlıklar yaparak kendi egolarını tatmin ediyor. Bak ben de işe yarıyorum, varım demeye çalışıyor.

Birliktelik, beraberlik, dayanışma, çözüm, gibi sözcükler sadece sözlüklerde anlam buluyor. Gerçek hayatta karşılık bulamıyorlar. Yalnızlaşan insan büyük bir güvensizlikle baş başa. Kaygılar ve korkular ortak çözüm yollarının oluşmasını engelliyor. Toplumsal duyarlılık ve kenetlenme gerçekleşmiyor.

Belki de diyorum belki de bizi acılar birleştirecek. Birlikte türküler söyleyeceğiz. Kendi sesimizin güzelliklerini kaybetmeden. El ele tutuşabileceğiz, kenetleneceğiz. Birlikte düşünmeyi ve mücadele etmeyi öğreneceğiz. ,sadakat, onur kavramları tekrar yüreklerimizi şahlandıracak. Bir çöplüğe bile baktığımızda güzellikleri görebileceğiz. Bakış acımızı olumluya döndüreceğiz. Birlikte bakabileceğiz. Bir elmayı paylaşabileceğiz. Bundan mutlu olup, huzur bulacağız. Paylaşmanın mutlulukta önemini hissedeceğiz.

KARAMSAR ŞİİR

Umudu umdum umular arasında,

Acı, boşluk ve de sonsuzluk vardı.

Amaçsız, sevgisiz ve de güvensiz,

Dört duvar arasında karanlık düşlerle…..

Daha önceki yazımda paylaştığım karamsar şiirimin dörtlüğünü sizlerle bir daha paylaşmak istedim.

Mutlu günlere uyanmamız dileğiyle….

AYAS HAKKI