Hafızalarımızda 20 Mart 2003 tarihinde yerini alan; o dönem ABD Başkanı George W. Bush Irak’a karşı yalan iddialarını şöyle sıralıyordu. ‘Irak, ileri derecede konsantre edilmiş alimünyum tüpler ve uranyumu zenginleştirecek teknik donanım satın alarak, nükleer silah geliştirme girişiminde bulundu. Aldığımız istihbaratlar hiçbir şüpheye yer bırakmıyor. Irak rejimi, şimdiye kadar hiç denenmemiş ölümcül bazı silahlara sahip bulunmaktadır ve yenilerini de üretmektedir.’

Yalanı ile birlikte, Irak işgalinde 1 milyondan fazla insan öldü. Milyonlarca insan evinden barkından ülkesinden oldu. Yok, olan şehirler gördük.

Dünya sömürgeci güçleri; Suriye, Libya daha birçok ülke içinde olmak üzere, son 30 yıldır savaş tarihinin en acımasız, en kanlı dönemlerinden birini, göçüyle, kardeşi kardeşe kırdırması ile orta doğuya, bizim dizimizin dibine, bu bölgeye taşımalarına şahit olduk.

Tamda bu günlerde 2022 Ocak ayının sonunda, ‘Oxfam 2022 Raporunun’ kamuoyuna yayınlanmasına müsaade edildi. Bu raporu okuma olanağı buldum. Herkesin internete girip ‘Oxam 2022 Raporu’ yazdığında bu raporun bütün detaylarını inceleme fırsatını bulabileceklerini söylemek istiyorum. Benim bur raporu inceleme fırsatım oldu. Önemli gördüğüm bölümlerin özetini sizlerle paylaşmak istedim.

Gördüğüm şu ki dünyanın zenginleri hakikat sonrası tarihinin içinden geçerken; zaman ve mekân farkı gözetmeden, insanların ürettikleri, ya da ülkelerinin sahip oldukları maddi zenginliklerine en acımasız şekilde (salgın hastalıkları buna dâhil etmek üzere) el koyuyorlar. Aynı zamanda insanlığın o güne kadar ortak olarak ürettikleri manevi ve kültürel değerlerini bozuma uğratarak, kendi bencil, bireyci, hiç bir manevi ve kültürel değeri olmayan yapı bozumu değerlerini, dünya halklarının ve bizim üzerimize her türlü yalana, hileye başvurarak, boca ettiler, etmektedirler.

Yalnız bununla kalmayıp, gezegenimizi ve gezegenleri de şimdiden tırtıklamaya, insanların yoksullaşmasına karşın, kendi zenginliklerinin üzerine zenginliklerini katarak, her türlü koşulda yollarında yürümektedirler.

Hem de ‘COVİD-19’ belasının içinde geçtiğimiz şu günlerde, bakın neler neler olmuş.

Sevgili hemşerilerim değerli okurlarım, dünya hakları gibi bizim halkımızın büyük bölümünün büyümesi ve yetişmesi zamanlarına, yani tarihlerini üst üste koyup, dünya mekânlarına, yani coğrafyalarına baktığımızda, şimdi görülüyor ki ‘EŞİTSİZLİK’, politik sesi daha az duyulanları öldürmekle kalmıyor, aynı zamanda gezegenimizi de öldürüyor, değiştirip dönüştürüyor.

Belirli zenginlikleri ellerinde bulunanların bu kârları, insanlar üzerinde ayrıcalıklı kılma stratejileri sadece adaletsiz değil, aynı zamanda muazzam derecede aptalca kılıyor. Ölü bir gezegende, ne kadar güçlü olursa olsunlar, ekonomiler ‘büyümeyecek’ ve piyasalar kimseye ‘refah’ sağlamayacak.

Artık rotayı değiştirmek kaçınılmaz. Elbette sistematik çözümlere ihtiyacımız var; Finansın, bilginin, kamu hizmetlerinin ve birimlerinin, doğal müştereklerin korkunç şekilde ‘özelleştirilmelerinin’ tersine çevrilmesi gerekiyor.

Ancak zenginlerin ve çok uluslu şirketlerin ‘vergilendirilmesi’ gibi erişilebilir mali politikalara da ihtiyacımız var. Ayrıca ekonomik eşitsizlikleri besleyen cinsiyet, ırk, etnik grup ve sosyal sınıf gibi yapısal eşitsizlikleri ortadan kaldırmamız gerekiyor.

Oxfam'ın bu net ve etkili raporu, eşitsizliğin ölümcül olduğunu ve çözümlerin elimizin altında olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Daha büyük bir kolektif hayal gücü ile ve halkları harekete geçirerek bunu hala başarabiliriz diyor.

Dünyanın sorunlarının çoğunu çözmek için fazlasıyla yeterli para var. Sadece paylarını ödemeyen milyonerlerin ve milyarderlerin elinde tutuluyor.

Pandemi boyunca milyarderlerin servetlerindeki absürt (anlamsız-saçma) büyümenin bir kısmını geri almakla işe başlayabiliriz.

Bu durum karmaşık değil; tartışmalı da olmamalı. Neredeyse gezegendeki herkes son iki yılda bir şekilde fedakârlık yaptı. Milyarderlerin de aynısını hızlı bir şekilde yapma zorunda olduklarını dünya halklarına duyurmak zorundayız. Kovid 19 zenginleri daha zengin, fakirleri daha fakir yaptı.

Yaşananlar ülke sınırlarının ötesinde, küresel ekonomiyi yönetenlerin daha çok kârlarını yükseltmesine sebep oldu. Bu sözler Oxfam’ın 2022 raporunda yer alıyor. ‘Eşitsizlik Öldürür’ başlıklı rapora göre, son iki yılda dünyanın en zengin on insanı varlıklarını toplamda 700 milyar dolardan 1,5 trilyon dolara çıkartırken, yaklaşık 160 milyon kişinin yoksulluğa sürüklendiğini dillendiriyor.

1-2020’den 2022’ye en dikkat çekici artış, Tesla ve Spacex’in sahibi Elon Musk’ın servetinin 24,6 milyar dolardan, 268 milyar dolara yükselmesi ile olmuş.

2-Jeff Bezos da pandemide varlığını %22 artırarak 188 milyar dolara yükseltmiş.

3-E-ticaret üzerinden dünyanın en zengin ikinci kişisi Sephora mağazaları ve Lou Vıtton’un sahibi Bernarda Arnault’un pandemi öncesinde serveti 76 milyar dolar iken, 2022 de 185,4 milyar dolara çıkmış.

4-Bill Gates, servetini iki yılda 98 milyardan 134,5 miyar dolara çıkartmış.

5-Onu Oracle’ın kurucularından Larry Ellison servetini 59 milyar dolardan 120,1 milyar dolara yükselterek takip ediyor.

Google’ın kurucularından Larry Page’in serveti 50,9 dolar olmuş.

Bu raporun çok net bir şekilde ortaya koyduğu gibi, kaybedecek zaman yok.

Pandemi başladığından beri her 26 saatte bir yeni bir milyarder yaratılıyor.

A- Dünyanın en zengin 10 adamı servetlerini ikiye katlarken, 160 milyondan fazla insanın yoksulluğa itildiği tahmin ediliyor.

B- Bu arada, COVID-19'dan tahminen 17 milyon insan öldü; bu, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana görülmeyen bir kayıp büyüklüğü.

Dünyanın 2,755 bin kişiden oluşan milyarder küçük seçkinler grubu, servetlerinin COVID-19 sırasında son on dört yılın tamamında olduğundan daha fazla büyüdüğünü gördü.

Bu, veriler kaydedilmeye başladığından beri milyarder servetindeki en büyük yıllık artış ve her kıtada gerçekleşiyor. Fırlayan borsa fiyatları, denetimsiz kuruluşların sayısındaki artış, tekel gücündeki ve özelleştirmedeki artışın yanı sıra bireysel kurumlardaki vergi oranları ve düzenlemeleri, işçi hakları ve ücretlerinin erozyonuna bunlar sebep oluyor. Hepsi, ırkçılığın silahlandırılmasıyla destekleniyor.

Hem Pandemiye yanıt vermek, hem de Pandeminin verdiği hasarı atlatmak için artık bir takım yenilikçi mali enstrümanlar kullanılmalıdır. Bu sayede, hayat kurtarmak ve daha adil bir geleceği güçlendirmek için gerekli olan trilyonlar açığa çıkmaktadır.

OXFAM OCAK 2022 Raporu, dünyanın bütün halklarına şu notu düşürüyor:

‘Dünyanın en zengin 10 adamının serveti, pandemi başladığından bu yana ikiye katlandı. İnsanlığın %99'unun geliri COVID-19 nedeniyle daha kötü durumda. Genişleyen ekonomik, toplumsal cinsiyet ve ırksal eşitsizliklerin yanı sıra, ülkeler arasında var olan eşitsizlikler dünyamızı paramparça ediyor. Bu tesadüf değil, bir seçimdir: En zengin ve en güçlü insanlar için yapısal politika seçimleri yapıldığında ‘ekonomik şiddet’ uygulanır. Bu, hepimize ve en çok da en yoksul insanlara, kadınlara ve kız çocuklarına ve ırksallaştırılmış gruplara doğrudan zarar veriyor. Eşitsizlik, her dört saniyede en az bir kişinin ölümüne katkıda bulunuyor. Ancak ekonomilerimizi eşitlik merkezli olacak şekilde kökten yeniden tasarlayabiliriz. Progresif vergilendirme yoluyla aşırı zenginliği geri alabiliriz; eşitsizliği ortadan kaldıran güçlü, kanıtlanmış kamu önlemlerine yatırım yapabilir ve ekonomi ve toplumdaki gücü cesur adımlarla değiştirebiliriz. Cesur olursak ve değişim talep eden hareketlere kulak verirsek, kimsenin yoksulluk içinde ya da hayal bile edilemeyecek milyarder servetiyle yaşamadığı ve eşitsizliğin artık öldürmediği bir ekonomi yaratabiliriz.

OXFAM OCAK 2022 de yayınlanan bu rapor dünyada olup bitenleri ortaya döküyor. Son olarak ben de şunu söylemek istiyorum. Günümüzde dünyada yaşanan bu ‘adaletsizliği, barışsızlığı ve özgürsüzlüğü’ kaldırmanın yolunun, ellerimizin ortaklaşmasının altında yattığını düşünüyorum.