Oldukça yakın bir zamanda insanların hayatında yer almaya başlayan akıllı telefonlar, toplumsal açıdan dikkat çeken ciddi bir kullanım düzeyine ulaşmıştır. Buna bağlı olarak, bu çalışmada boş zaman faaliyeti olarak akıllı telefonların zaman kaybına yol açmadığı, insanların sosyal yaşantısını nasıl etkilediği ve insan sağlığı üzerinde ki olumsuz etkileri gibi konular tartışılmaktadır. Bu amaçla üniversite öğrencilerine 33 soruda oluşan bir anket uygulanmıştır. Araştırma sonucunda akıllı telefonla geçirilen zamanın bir hayli fazla olduğu, bireyin beklediği sosyalleşme düzeyine ulaştırmadığı ve birey üzerinde ciddi bir bağımlılık duygusu yarattığı bulgularına ulaşılmıştı. Ancak bireylerin yalnızlık duygusunu azaltması, çeşitli sosyal etkiler ve toplumu uyum nedeniyle kullanılması ve sağladığı birçok kolaylık gibi olumlu özellikleri nedeniyle vazgeçilmez bir niteliğe sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca bireylerin akılı telefonlarla birlikte sosyal medyayı aktif olarak kullandıkları, güncel haberleri takip etikleri, gerekli bilgilere hızlıca ulaştıkları gibi veriler elde edilmiştir. Bununla birlikte teknolojinin bireyleri mutlu etmediği ve eskiye duyulan özlemi arttırdığı sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar kelimeler: Boş zaman, Akıllı telefon, Sosyal medya, Teknoloji bağımlılığı, İletişim.
Akıllı telefonlar hayatımızın bir parça olmaktan öte, hayatımızın kaynağı haline gelmeye başlamaktadır. Dışarı çıktığımızda karşıya bakarak yürüyen insanların sayısı elindeki telefona bakarak yürüyenlerden daha azdır. Bir köşe başında Sevgilisini yâda arkadaşını beklerken insanların elinde akıllı telefonlar olduğunu görürüz. Artık bir adresi ‘’ Nasıl bulacağız?’’ derdimiz kalmadı. Elimizde bir akılı telefon ve dışarıda kullanacağımız internet paketimiz varsa, telefonumuzun şarjı dışarıda bizi idare edecek kadarsa bizden şanslısı yoktur.
Hayatımıza yön veren cihazlar haline gelen telefonlar, akıllı sıfatını taşıyarak ihtiyaç duyabileceğimiz her türlü imkânı sağlamaktadır. Kolaylığa alıştığımız bir çağda akıllı cep telefonlarının kişilere ‘’Sen yorulma ben senin için düşünürüm, istediğin şeyi ayağına gelmesini sağlarım.’’ Mesajını vermektedir.
Nereye gideceğinizi o söyler.
İlk defa gideceğimiz bir yere telefondan harita uygulamasını kullanarak çok kolay ulaşım sağlayabilmekteyiz. Dünyada görülmesi gereken mekânlar, ucuz alışveriş siteleri, hava durumu akıllı cep telefonu aracılığıyla çok kolay takip edilebilmekte, nerede ne yeneceğine kadar her şeyle ilgili bilgi sahibi olunabilmektedir.
Akıllı telefonlar, insan hayatını büyük ölçüde kolaylaştırırken aslında onun düşünme yetisini de zayıflatmaktadır. Yani yorulamadan istenilen şeylerin elde edilmesi insanların hoşuna gitse de sürekli akıllı telefonlarla meşgul olmanın insan ilişkilerini zayıflatmasının yanında, kişileri depresyona sürüklediği psikologlar ve psikiyatrlar tarafında vurgulanan bir gerçektir.
Sadece psikolojik değil fiziksel rahatsızlıklar da artması kuvvetle muhtemel bir hal almaktadır.
Bundan 30 yıl önce cep telefonunun esamesi bile okunmuyordu.
Finlandiya Nokia marka telefonu 1991 yılında üretilerek piyasaya çıktı. Türkiye 1994’te tanıştı. Piyasaları alt üst eden, akıllı telefon tarihini yazan Apple oldu. 10 yıl önce dokunmatik telefonu üreterek dünyanın çehresini değiştirdi. İnsanlık 10 yıldan beri uyuşturucudan daha korkunç bir illetin pençesine düşmüş durumda. Sabahtan gece yarılarına kadar, başucundan ayrılmaz bir sevgili gibi telefonla yatıyoruz, telefonla kalkıyoruz.
Zira o kadar insafsız bir alacaklı ki ne uykuda rahat bırakıyor, ne helada kaçacak yeriniz yok.
Telefonsuz evden çıktığınızda kendinizi rahatsız hissediyorsunuz. Geniş kullanım alanıyla o kadar müthiş bir bağımlılık meydana getirdi ki onsuz hayat düşünülemez hale geldi.
İnsanların kanına girdi, can vebası oldu.
Çocuklar çocukluklarını yaşayamıyor. Gençlerin kafaları film, müzik ve oyunlarla dolduruluyor. Saatlerce lüzumsuz, gereksiz zerre kadar faydası olmayan konuşmalar yapılıyor. Milyonlarca mesaj atılıyor, kim kazanıyor?
Bu programları yazanlar, cep telefonu şirketleri… Tabii aslan payını telefon üreticileri alıyor.
Çıkardıkları yüzlerce modelle milyarlarca dolarlar kazanıyorlar. Ve bu teknoloji insanlığa faydadan çok kat be kat zarar veriyor.
Bu veriler doğrultusunda dünya üzerinde akıllı telefon bağımlısı insanların hayli fazla olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Akıllı telefon bağımlılığının aşırı hali olan nomafobi durumunda kişiler, telefonları vasıtasıyla internetten haberdar olmadıklarında ciddi strese girip sinir bozuklukları yaşayabilmektedir.
Teknoloji tabi ki reddedilemez bir varlığa sahiptir ancak kişilerin akıllı telefon kullanırken kendilerine, ailevi ilişkilerine ve arkadaşlık ilişkilerine zarar vermemesi için bilinçlenmesi, bu yönde gerekli eğitimleri alması gerekmektedir. Bu sayede akıllı telefonların kişiler yerine düşünmesinin önüne geçilerek kişilerin etkili ve gerçek bir iletişim kurmaları, iletişim kanallarını yeniden açarak bu yönde körlemelerini engellemeleri sağlayabilmektedir.
Evet değerli Malatya Söz ailesi kısaca demek istediğim şu ki… Telefon kullanma yaşı 6’ya oynama yaşı ise 2’ye düştü. Tıp dünyasına göre, beynimiz ve vücudumuz telefonların yaydığı mikrodalga radyasyonunun yarısını emiyor.