İnsanlar su ve ekmek kadar dostlara da ihtiyaç duyarlar. Maddi ve manevi olarak her açıdan dostluklar apayrı bir güçtür. Mutluluktur. Huzurdur. Keyiftir. Yaşam içerisinde dostluk ilişkileri olmazsa olmazlardandır.

Hayatı tatlandırarak yaşanabilir kılan kuvvetli dostluklar değil midir? Sıkıntıya düşüldüğünde ya da mutluluk anlarında hiç derde düşülmez. Dostluk kavramının bilinciyle seçtiğin insanlar yanı başındadırlar. Ne zaman ve ne halde olursan ol, başını çevirdiğinde yanında görürsün onları. Zaten hayatın getirdiklerini seninle yaşayabiliyorsa dost olarak hareket etmiş olmaz mı?

Dostlukların devamında asla şüpheye yer yoktur. Dostluklarda güvensizlikten söz edilemez. Şüphe ve sadakat dostluk noktasında bir arada kesinlikle olamayacaktır. Sadakat güvenin, şüphe ise güvensizliğin sonucudur. Dostluk ile sadakat birbirinden ayrılamayan kardeşler gibidir.

Dostluk, maddi menfaat açısından değerlendirilirse hayat gerçekleriyle karşı karşıya kalırız. Dünya malı üzerine kurulan dostluklar çabuk yıkılır. Çünkü kişilerin maddi menfaatleri kısa zamanda çatışır. Bu tür dostluklarda yarar dengesini korumak oldukça zordur. Terazinin bir kefesi ağır bastıkça olaylar diğer kişinin aleyhine gelişir. Denge bozulunca dostluk sona erer.

Dostluklar kolay kurulabilen ya da herhangi bir insanla yaşanacak duygu yoğunluğu olamaz. Zor elde edilir. Çok seçici olmak gerekir.

Bir bütün olursun dostunla. Sırrını paylaşırsın. Sırlarını ifşa ederek, emanete ihanet de etmez. Manevi açıdan düşünüldüğünde sözü edilen durum aynen yaşanır. Dostluk karşılıklı özveriye dayanırsa güzeldir. Tarafların birbirlerine maddi-manevi verici olmaları bu ilişkide çok önemlidir. Zaten özveri, kişisel yarar beklemeden verici olmak değil midir?

Çok seversin ve çok sevilirsin. O yüzden titizlikle hareket edersin. Dostunu, kurduğun dostlukları özenle korumaya alır, çabuk ve gereksiz yere yıkmamaya dikkat edersin. Olması gereken dostlukta budur galiba.

Bulduğumuz dostlarımızı kaybetmemek için hayat çizgimizin en başköşesine oturtmalıyız. Çünkü o bizi kanatlarının altına almıştır. Hiçbir art niyet taşımadan, bizimle dostluğu paylaşır, bizi uyarır, acı da olsa bize doğruları hatırlatır. Hayatı, aynı duygularla aynı bakış açısıyla birlikte kucaklamış oluruz.

Gerçek hayatta birbirine dostmuş gibi davranan insanlara rastlarız. Bu insanlar da sahte tebessümler, sahte sevgi ve samimiyet gösterileri alabildiğine boldur. Kısaca davranışlarında sahtecilik sırıtır. Dost gibi görünen çıkar hevesi apaçık ortadadır.

Gerçek dostlukları yakalamak aslında çok da zor değil. Yeter ki ne istediğimizi bilelim. Yeter ki karşımızdaki insanda dostluk ışığını yakalayabilelim. Dostlukların verdiği güvenle mutlu hayatı koşarak yakalamaya çalışalım.

Gerçek dostluğu korumak çok önemlidir. Tek taraflı bir beklentiyle yaşanmaz dostluklar. Öncelikle özeleştiri yapmalı kişi. Dost dediğimiz insana acaba güven veriyor muyuz? Dost dediğimiz insanın iyi ve kötü günlerinde yanında oluyor muyuz? Acısını ve sevincini yürekten paylaşabiliyor muyuz? Dostumuzun bize ihtiyacı olduğu her zaman onun yanında oluyor muyuz? Ya da bu duygu ve güveni ona verebiliyor muyuz? Karşılıksız olarak her konuda destek oluyor muyuz?

Ne mutlu iyi ve kötü günlerini bir ömür dostlarıyla yaşayabilenlere…