İnsanoğlunun en büyük yaralarından biri, kötülüğün, çirkefliğin, haksızlığın kendisi değil; bu olumsuzluklar karşısında sessiz kalanların çokluğudur. ( Buradaki çokluğu şovmen sosyal medya zavallılarıyla karıştırmamak gerekir)
Bütün topluluklarda en az zalimler kadar tehlikeli olan gruplar vardır. Haksızlığı görüp de sesini çıkarmayan, çıkarı uğruna susmayı tercih eden “dilsiz şeytanlar.” Onlar aslında sadece birey değil; medya köşelerinde, bürokraside, siyasetin kulislerinde de karşımıza çıkar. Yanlışın yanına kar gibi kalmasının, dosyaların kapatılmasının, skandalların unutulmasının zemini bu sessizliktir. (Belediye başkanlarına yapılan haksızlık değil midir? Diye sorulduğunda tenhada veya yalnız kalındığın da vicdanımız sızlıyor diyenler, topluluklar karşısında susmaktadır.)
Bugün memlekette hangi tartışmaya bakarsak aynı tabloyu görüyoruz. İhalelerden kadrolaşmalara, çevre katliamlarından kamu kaynaklarının yağmalanmasına kadar pek çok konuda büyük bir sessizlik hâkim. Konu ne zaman toplumun çıkarı olduğunda “aman dokunmayalım” refleksi devreye giriyor; çünkü herkesin bir hesabı, bir beklentisi, bir korkusu var. Böylece suçluya değil, sustuğumuz gerçeğe ortak oluyoruz.
Bu suskunluk sadece bir etik sorun değil; demokratik düzenin de altını oyan bir tavırdır. Az sayıdaki basını hariç tutarsak, halkın haber alma hakkını korumakla görevli medya, özgürce konuşmakla yükümlü akademi, yurttaşın hakkını savunması gereken muhalefet, birer dilsiz şeytana dönüştüğünde, zalimlik ve yolsuzluk kalıcı hale gelir. Bunlar bireysel suskunluktan ziyade toplumsal alışkanlıkları oluşturmaktadır. Oysa doğru olanda, siyasette, ancak cesur bir sözle, hakikati saklamadan konuşmakla anlam kazanır.
Bugün Türkiye’de ya da dünyanın herhangi bir ülkesinde, gerçekten değişim isteyenlerin, önce bu sessizlik kültürünü kırması gerekiyor. Çünkü kötülük, ancak sessizlikle büyür; zulüm, ancak seyirci kaldıkça kök salar. Siyaset, “bana dokunmayan yılan” anlayışından sıyrılıp halkın çıkarını savunacak cesarete kavuştuğunda, dilsiz şeytanların devri de kapanacaktır. Dilsiz şeytan olurda dilli şeytan yok mu? Onu da bir sonraki yazılarımızda paylaşırız.
Saygılarımla...