Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kadınlarımızın her alanda, ileri bir seviyede olmasını arzu ederek. Bütün dünya ülkelerinden önce, 5 Aralık 1934 günü dünyada, kadınların yasal olarak milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu, ülke sayısı 8, bu hakkın kullanıldığı ülke sayısı ise sadece 17 idi. 5Aralık 1934’de Türkiye Cumhuriyetinde kadınlara, seçme ve seçilme hakkı tanırken, o dönemde Avrupa’daki bazı gelişmiş ülkelerde bile kadınların, bu hakkı bulunmuyordu. Seçme ve seçilme hakkına Fransa’da kadınlar 1944, Yunanistan’da1952, Belçika’da 1960 ve İsviçre’de 1971 yılında kavuştular.

Dünya Kadın Hakları Günü’nde, Kadın ve kadın Yurttaş Bildirgesi’nde, “şiddet kabul etmeyin hakkınızı arayın!” diye seslenilmiştir.

Ancak, Türkiye’de kadın cinayetlerinin arttığı bir dönemde, dünya Hakları Günü gibi anlamlı günler, kadına verdiğimiz değeri, daha da anlamamıza yardımcı olacağını, ümit ediyoruz.

Her şeyden önce, biz kadın ve erkekten çok insanız. Erkek kadınsız bir hiç, kadın erkeksiz bir hiç, biz birlikte güzeliz, diyebilmektir.

Hazırlanan yasal bildirgeye göre, kadınların hukuki, politik ve sosyal alanda erkeklerle, eşit kılınması gereğinde bulunulmuştur. Çünkü kadın özgür doğar ve yaşamını erkeklerle eşit haklara sahip olarak sürdürmelidir. Doğanın ve aklın koyduğu yasalar, topluma zarar verecek tüm davranışları ortadan kaldırır. Tabi ki yasalar bütün yurttaşlara eşit uygulanmalıdır. Kadın ve erkek yurttaşlar ayrım yapılmaksızın bütün vekillere kabul edilmelidir.

Kadınlar erkeklerle birlikte aynı yasalara tabidir. Kadınların haklarının güvence altına alınması, kadınlara ayrıcalık tanınmamalı, herkesin yararına hizmet etmelidir. Kadın idam sehpasına çıkma hakkına sahip olduğu gibi, konuşma kürsüsüne çıkma hakkına da sahiptir.

“Şuna inanmak gerekir ki; Dünya yüzünden gördüğümüz her şey kadının eseridir.” Kadınlar insanlığın devamı için olmazsa olmazdır. En büyük dertlerin dertlisi, en büyük mutlulukların ardındaki kahramandır. Erkeklere ilk öğüdü, ilk eğitimi, veren ve onun üzerinde ilk analık egemenliğini ve etkisini kuran, kadındır.

Şöyle ki; Haklarının, aslında kadın erkek bütün bireylerin kapsaması gerekir. Eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkı, diyebileceğimiz ve doğarken sahip olduğumuz bu temel haklar, ömrümüz boyunca kesintisiz olarak sürer, vazgeçilmez ve hiçbir durumda değiştirilemez.

Ne var ki, kadın hakları ihlal edildiğinde, bu durun çoğu zaman, kadınlar sırf kadın olduğu için gerçekleşir.

Örneğin aile içi şiddet veya töre cinayeti dendiğinde, şiddete maruz kalan veya öldürülen kişinin erkek olduğunu kimse düşünmez.

Kısacası, cinsel bedensel şiddeti meşrulaştırmak için erkeklerin değil, kadınların giyimi ve veya geç saatte sokakta olduğu konu edilir. İşte bunlar ve bunlara benzer pek çok ayrımcılığa dayalı uygulama yüzünden,” kadın insan hakları” kavramına ihtiyaç duyuyoruz…

Emek veren, acı çeken, özlem duyan, hakkını savunan tüm kadınlar, 5 Aralık, dünyada kadınların, eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemini dile getirdiği gündür. Fakat sadece kadınlar gününde değil, yaşamamızdan fark yaratan, kadınları her gün başınızın tacı edin.

“Kadınların özgür olabildiği, kadına saygının olduğu bir yıl olması dileğimle…”