Kafalarımızı zonklatan ve yüreklerimizde yangın oluşturan haberler gelip duruyor.

Halep düştü diyorlar. Çocuklar aç öldü diyorlar.

İnsanlık öldü, insanlık bir düş idi diyorlar.

İnsanlık öldü diyebilmek için, yaşaması lazım. Yaşıyor mu?

Türkiye elini uzatıyor, tümden yok olmadığını gösteriyor insanlığın.

Allah zorda kalana, yolda kalana, bizim için mücadele edecek olan yok mu diyene yardım edin

diyor. Ülke olarak koşturuyoruz.

Kardeşliğin ölmediğini herkese ispatlıyoruz.

Cehennem trenini Şiiler veya Sünniler adına sürenler, fren tutmayan katliam araçlarını

yarıştırırken… Biz “sadece Müslümanız” diyerek yola çıkıyoruz.

Sivilleri katliamlardan kurtarmak için seferber oluyoruz.

Biz insanlık ve kardeşlik adına seferberlik ilan edip bunu fiiliyata dökerken, mezhep ve çıkar

hırsıyla cehennem trenine makinistlik yapanalar, sivilleri taşıyan konvoya da saldırıyor, rehin alıyorlar.

Arada soranlar çıkıyor, yeni duymuş gibi:

Halep mi düştü?

Hayır diyorum. İnsanlık bir düşte, biz ülke olarak onu düşten uyandırmaya çalışıyoruz.

Öyle bir düşte ki insanlık… Aç ve biilaç ölürken çocuklar sadece seyrediyorlar. Bunu bir düş

sanıyorlar. Ellerini oynatmıyorlar. İstiflerini bozmuyorlar. Yaptıkları tek şey Türkiye’yi seyretmek…

Olmadı terör örgütleriyle işbirliğine gidip Türkiye’nin de elini oynatmasına mani olmak.

Türkiye’yi yalnız bırakarak zayıflatacaklarını düşünüyorlar. Bu yönde çabalıyorlar. Türkiye

yaşadığı onca badireye rağmen başını dik tutunca da kıvranıyorlar.

Hedefleri ülkemizi daha da zora sokup yönetilemez hale getirmek ve tepemize binmek!

Halk tüm zorluklara rağmen kendi hükümetinden yana tavır koyunca yeni yöntemler

geliştirmenin peşine düşüyorlar.

Düş görüyorlar. Düşte gördükleri karabasanları Türkiye üzerine yorumluyorlar.

Evet, Halep katliam makinalarının çevirdiği bir adaya dönüştü. Yıkıntılar şehri olarak tarihe

geçti. Aç ölen çocuklarının feryatlarıyla tarihteki yerini aldı. Ama Halep mi düştü yoksa Halep düştü

diye sevinç naraları atarken, Türkiye’ye de göstereceğiz diyenler düş mü görüyor? Tarih bilmeyenler

düş görebilir. Tarihin sayfalarından ders alanlarsa, kafalarını avuçlarının içine alıp düşünürler; biz ne

yaptık, nerede duracağız, bu katliam sevicilik hızıyla gidersek hangi gayyada gözlerimizi açacağız?

Bakalım Yusuf kim olacak ve gördükleri düşü nasıl yorumlayacak?

Kan deryasında cennet arayanların gördükleri düşü…

Halep düştü diye sevinenlerin düşü…

Türkiye’yi cendereye alıp kendi oyunlarımızı oynayacağız diyenlerin düşü…

Kendilerini tanrı görenlerin düşü…

Bilmedikleri şeyler var, Halep düştü diye sevinenlerin: Ya adil ve güçlü bir ordunun nallarının

altında ezilecek veya kendilerinden daha da zalim birilerinin yakıcı nefesinde yanıp gidecekler!

Ve bir şey daha:

Zalimler düş görür ve düşte gördüklerine karşı karabasan gibi çökerler mazlumların tepesine…

Allah her şeyi görür ve Allah zalimleri asla sevmez.

Gün gelir gördükleri düşü yanlış yorumladıklarını anlar zalimler.

Zira zalimlerin gördüğü düşün asıl yorumu; onlara kendi sonları gösterildi!