Son yıllarda tek katlı müstakil evlerden toplu konut sitelerine yani yüksek binalara hızla yerleşmeye başladık. Önceleri müstakil bahçeli evlerde oturduğumuz zaman komşuların birbirine müşterek fazlada işleri olmuyordu. Komşuluk ilişkileri de bugünküne göre biraz daha samimiydi. Komşular birbiriyle uyumlu birbirine selam verir halini hatırını sorardı. Bir gün görmeyince acaba ne oldu da komşum görünmedi diye mutlaka arayıp sorarlardı. Şimdi bir blokta neredeyse bir köyün nüfusuna yakın insan ikamet etmektedir. Böyle bir çağda yaşıyoruz. Kalabalık olan yerlerde hele birde komşu haklarına saygılı olmayanların sayısı gün geçtikçe artmakta, o bakımdan problem bitmiyor. Yeri geldiğinde komşu haklarında bahsederiz. Ev alma komşu al. Komşu komşunun külüne muhtaç gibi laflar ederiz fakat duyuyoruz bir hayli yerlerde ortak giderleri ödemeyenler birbirini icraya verenler yalanı doğru gibi lanse edenler gün geçtikçe artmaktadır. Kuru laf bol. Göstermelik dürüstlük zirvede fakat Allah rızası için hakça iş yapmaya geldiği zaman bir çoğumuz maalesef ve maalesef yalancıdan yana olup kenara çekiliyoruz. Üç kuruş menfaat uğruna nefsimize uyup komşu haklarını ihlal edenlerimiz gün geçtikçe artmaktadır. Bu duyarsız sözde dürüst insanları gördükçe. Allah ıslah etsin demekten başka elimizden başka bir çözüm gelmiyor. Ne diyelim bize ne oldu diye bir hayli düşünmek gerekir .Tek katlı kerpiç evlerde yaşayan dar gelirli insanlarımız birbirine yardım ederdi. Borca alan aldığını öderdi. Bir komşunun sıkıntısı varsa çıkar gözetmeden ırak yakın demeyip yardımına giderdi. Sonumuz nereye gidiyor bilinmez gayrı. Varlıklı insanların sayısı arttıkça düzelir derlerdi. Fakat onların bir kısmı da ihmalkar davranıyor. Şu üç günlük dünyada neyin peşindeler anlamak mümkün değil. Bu insanlar acaba ne pişindeler. Tabi ki insanlar birbirinden fayda görür yardımlaşır da kol kola omuz omuza verip hakça çalışarak. İnsanları aldatarak kazanç olmaz. Bu gibi soruların cevabını iki cihan ser veri alemlere rahmet olarak gelen efendimiz Peygamberimiz iki cihan güneşi Muhammed Mustafa’nın sözüyle ifade edeyim. Bizi aldatan bizden değildir. Diye bizlere buyurmuştur. Mümin yalan söylemez çünkü yalan söylemek her kötülüğün başlangıcıdır. Yalan tüm güzellikleri kötü yapar yalancıların sayısı artınca ortalık toz duman olur. Yalancı artınca insanlar biri birine asla güvenmez yani yalan söyleyen toplumlarda ne huzur ne bereket olur. Sağlıklı, huzurlu mutlu en güzel günler sizlerin olsun Allah’a emanet olun Dört dörtlüğümü sizlerle paylaşayım. Saygılarımla Osman Kaya
Görkemli binalar hanlar diksek de,
Toplu yaşamaya alışamadık,
Kendimizi yükseklerde görsek de,
Medeni Dünyaya ulaşamadık.
Süslü çul bürünüp çalım satsak da,
Sap samanı birbirine katsak da,
Meydan meydan gezip nara atsak da,
Koca Yusuf gibi güreşemedik.
Nere gitti yüzümüzün akları,
Garip mazlum götürüyor yükleri,
İhlal ediliyor komşu hakları,
Bayram geldi yine barışamadık.
Mor dağlara duman çökmüş gitmiyor,
Kol kol gezer dedikodu bitmiyor,
Anlat anlat sözde fayda etmiyor,
Ortak paydalarda buluşamadık.