Bir güzel şehir düşünün nereye gitseniz karşınıza düzenli yapılmış siteler apartmanlar boş alanları yemyeşil fidanlarla dolu güzelim meyve ağaçları insanın yüzüne gülercesine gözüne ve ruhuna ferahlık verircesine rahatlık veriyor. Fidanı olmayan araziler apartmanların boş alanları tıpkı çöle benziyor. O bakımdan çevremize el birliğiyle emek çekelim. Hem bizim için hem de etrafımızdaki insanlar için. İyiliğin karşımıza çıktığı nezih ortamlar sağlamak kendi elimizde. Elbette insanların birbirinin haklarına riayet ettiği, yaşlılara saygı gösterip çocuklara sevgi gösterilen hastalara darda kalanlara destek olunan komşunun komşu hakkını gözettiği, borcunu zamanında ödediği ve en önemlisi gıybet etmeden yalan söylemeden doğru söz söyleyerek konuştuğu düzgün bir ortam hem şehrimiz için hem de insanlarımız için faydalı olur. Evet bunlar ilk bakışta her insanın kabul edeceği temel erdemlerdir. Fakat bunların gerçekleştirilmesi noktasında istenilen düzeyde miyiz ne yazık ki karnemiz pek iyi değil orta dereceli.

Son zamanlarda gıybet eden, ölçüsüz, içeriksiz konuşan dünya malı için çıkar uğruna konuşanlar oluyor. Bu gibi davranışlar hoş değil. Bizim güzel Malatya’mızın kuzey ve güney çevre yolları yapılıyor bu yollar yapılınca çarşıya yakın olan yollar da trafik rahatlayacak. Malatya’mızın her yanında büyük çalışmalar var Orduzu Aslantepe Malatya şehrimizin oldukça eski medeniyetlere ev sahipliği yaptığını bize göstermekte. Battalgazi ilçemizde çalışmalar devam ediyor yani görünen o ki Malatya şehrimiz güzel bir şehir kıymetini bilelim. Şehir büyüdükçe bazı yollar yeterli olmuyor bu da bir gerçek kim bilir bir gün gelecek kuzey ve güney çevre yollarını bile yetersiz bulacağız. Elimizden geldiğince bireysel değil de toplumsal düşünelim. Son yıllarda güvensizlik başını almış gidiyor anlamadan dinlemeden atanlar etrafa boşuna çalım satanlar böyle bencil davranışların kimseye faydası olmadığı gibi güzel insanlar arasında güven duygusunu ortadan kaldırır bir anlamda toplumunda huzuru bozar ve yaşamı daha da zor duruma getirir bunların bazılarının bu yaptıklarının farkına bile varmadan boşuna gönül kırdıklarını da görüyoruz. Hiç şüphesiz bu insanları daha da üzüyor ve düşündürüyor. Hiç kimse en yakınındakine dahi güvenmiyor. Herkes birbirinin güvensiz olduğu ön yargısıyla hareket ediyor. Eskide bir iş yapacağımız zaman konuşup gününü keserdik o gün işimiz bitmiş olurdu şimdi aman inşat ya da mobilya yapacaksan sakın ücretini peşin ödeme çok sıkıntı çekersin demeye başlıyor dost ahbap bu da ahdimize sahip olmadığımızı gösterir. Örneğin hani eskiden var olan esnaf müşteri ilişkisi de bu güvensizlik temeline oturmuş durumda. Eskiden bir söz vardı esnaf müşterisiz müşteri ise esnafsız olmaz denirdi. Bugün esnaf ile müşteri birbirine kuşku ile bakmakta. Bu karşılıklı kuşku ve güvensizlik bazı şeylerin nasıl yozlaştığının açık bir delili niteliğinde.

Tüm bunların yanında bir şehir arzu ederken bu manevi önceliklerin yanı sıra bir takım güzel öncelikler söz konusudur. Temiz alt yapısı sağlıklı, yolları tertipli bunun yanında çeşitli ulaşım kolaylıklarının söz konusu olduğu bir şehir herkesin hoşnut kalacağı bir şehir olarak karşımıza çıkar.

Şunu da belirtmek gerekir ki son zamanlarda öne çıkarılan bireysellik bencillik noktasına çekilmemelidir. İnsanın diğer insanlarla sosyal doğru bir iletişimle daha mutlu olacağı unutulmamalıdır. Her insanın birbirine destek olarak bencillikten uzak hareket ettiği şerre değil iyiliğe mutabakat ettiği bir şehir dileği ile ve en nihayetinde unutulmamalıdır ki yarın Hak divanına vardığımızda geriye kalacak olan yapılan iyilikler ve güzel davranışlar olacaktır. Ve iyiliğin her türlüsünü yapan yine iyilikle karşılaşacaktır. Bu geçen yıl içinde bulunduğumuz dünyanın her yanına yayılan salgının yaraları sarıldı derken bu yıllar da tüm dünyayı tehdit eden ekonomik kriz bizim cennet vatanımızda da kendini göstermeye devam ediyor o bakımdan bu gibi günlerde birlik beraberliğe daha çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Daima güzel olan işleri düşünmemiz kaçınılmaz tüm meslek guruplarıyla köylümüzle kentlimizle el ele verip bu sıkıntılı günleri de geride bırakacağımıza tüm kalbimle inanıyorum. Bu krizleri fırsata çevirenler dün olduğu gibi bugün de olacak elimizden geldiği kadar bu fırsatçılara pirim vermeyelim mecbur olmadıkça bunların kara borsa malını almayalım onların iştahını kabartmayın evinizde yağ şeker varsa fazlasını alıp evde çürütmeyin. Bu cennet vatanda herkese yetecek yağ şeker bulgur un var tereddüt etmeyin bu güzel duygularla şunu arz ediyorum gelin birbirimize güvenelim eskide Malatya’mızda kapıların kilidi sürgüydü yani dış kapıların şimdi çelik kapılar güvenlik görevlileri şu güvensizlik ne masraflar açtı inşalara ne oldu bize hani sözümüz nerede kaldı özümüz söz deyince akan sular dururdu yani söz senetti sözünde durmayan olmazdı. İnşallah yine düzelecek bizim ülkemiz diliyorum. Allaha emanet olun. Saygılarımla dört dörtlüğümü sizlerle paylaşayım.

Sırma saçlar birer birer dökülür,

İnci dişler çürür belin bükülür,

Bilmeden konuşma ömrün sökülür,

Ne ararsan kendi sözünde ara

Faydalı ol ahbabına eşine,

Gıybet etme şeytan girer düşüne,

Nefsine sahip ol düşme peşine,

Ne ararsan kendi sözünde ara.

Bugün yanık çıkar bülbülün sesi,

Allah’ı zikreder cemi cümlesi,

Doğru konuş yanlış görme herkesi,

Ne ararsan kendi sözünde ara.

Kara toprak kapatacak gözünü,

İnce ince çizgi sarar yüzünü,

KAYA der ki doğru söyle sözünü,

Ne ararsan kendi sözünde ara.

Osman KAYA