15 Temmuz tarihi bir milletin yeniden dirilişinin yeniden şahlanışının bir göstergesi olarak ebediyen zihinlerde yerini alacak. Bu tarih sadece kahramanlıkların yaşandığının işareti olarak değil bu millet ve devlet üzerinde hain emelleri olan ihanet çetelerinin de her zaman mümkün olduğunu gösteren bir tarih. Türkiye için kelimenin tam manasıyla bir varlık yokluk imtihanı olan ve başarıyla üstesinden gelinen 15 Temmuz’u Çanakkale Zaferi ile mukayese etmenin yerinde olduğunu söyleyebiliriz. Her olay kendi zamanı ve mekânı ile değerlendirilse de, mukayeseler çoğu zaman anlamayı ve değerlendirmeyi kolaylaştıran bir usuldür çünkü…
15 Temmuz Türkiye’nin sabahına yeniden doğduğu gece… Milli Mücadele’den sonra ezanın, bayrağın imanın, vatanın yeniden iyileştiği, birbirine sarıldığı ve bir İslam yurdunun bir milletin bağrından çıkan haykırışla yeniden “Ben varım” dediği gece…
15 Temmuz, bu ülke toprağının yeniden mübarek şehit kanı ile buluştuğu ve yeniden diriler kervanına katıldığı gece. İslam’a hizmet diye yola çıkan bir hareketin fesata dönüştüğü ve Müslüman bir milletin iradesine karşı savaşa sokulduğu bir intihar gecesi! Bir yanda diriliş bir yanda intihar. Bir tükeniş gecesi 15 Temmuz, aynı zamanda…
15 Temmuz. Bu ülke toprağının yeniden mübarek şehit kanı ile buluştuğu ve yeniden diriler kervanına katıldığı gece. Şahadet duygusunun, bütün fesat fırtınalarına karşı bu topraklarda, bu toprağın çocuklarının yüreğinde hala ölmediğinin kanıtlandığı gece.
Şöyle ki; Geçmişten günümüze millet olarak çok acılar yaşadık. Çok zulümlere maruz kaldık. Mazlum olmayı seçtik ama zalim olmayı ya da zalime boyun eğmeyi de hiç düşünmedik. Tarihin bütün sayfalarında duruşumuz net. Milletimiz hep yiğit, hep mert. Namertler de oldu elbette, ama onlara da yenilmedik, onlara da boyun eğmedik…
Yolumuz hep vatan yolu oldu ufkumuz vatanseverlerin şehitlerin, gazilerin ufku oldu.
Evet, bu halk, 15 Temmuz gecesi destan yazdı. Hiçbir silah gücünün yürek gücünü yenemeyeceğini dünya âleme ispatladı! Bu halkı kimse durduramaz artık. Bu halkın önünde kimse duramaz artık!
Kısacası; 15 Temmuz tarihi asla sıradan bir tarih olmayacak artık. Bir milletin yeniden dirilişinin kendine gelişinin tarihi olarak kayıtlara geçecek. Şerden de hayır doğuran Rabbimizin bize bir silkinme ve imkânı daha sundu.
Evet, Hain darbe girişiminin üzerinden 6 yıl geçti. Büyük acılar ve kayıplar yaşandı; Vatanımız için şehit olmuş 251 ve Gazilerimize Milletçe ağlıyoruz. Yetişin vatan imdadına denildiği andan itibaren şehitlerin meydanlarına kışlalara, karakollara koşan kalbi güzeller… Vatan onlara her zaman minnettardır. Asıl destanı yazan onlardır.
15 Temmuz şehitlerine baktığımızda ömürlerini hakikate şahitlikle geçiren güzel insanlar. Şehitlik yine en iyilerimize nasip oldu. Hangisinin yüzüne baksanız hangisinin hayatını araştırırsanız bu makama layık olduklarını dualarının başına şehadeti koyduklarını görüyoruz…
Ayakta ölmek diz üstü yaşamaktan onurludur. Ne mutlu “VATAN” uğruna can verene! Gururumuz, kahramanlarımız 15 Temmuz sene-i devrinde dualarla, hasret ve özlemle anıyoruz.
Tüm Şehitlerimizin Ruhu Şad Olsun…