Ağlamak ve gülmek birbirinin ayrılmaz parçasıdır. Gülmeyi bilmeyen ağlamayı bilmez; ağlamayı bilmeyen de gülmeyi hiçbir zaman bilemez. Gülmek ve ağlamak insanlar için insan olabilmenin en önemli değeridir.

Gülmek insanlara çok yakışır. Gülümsemenin ve gülmenin yakışmadığı bir insan yüzü düşünemiyorum. Gülmenin insan yüzünde yarattığı çizgilerden daha güzel çizgi olamaz. Eğer gülmenin yakışmadığı bir insan suratı var ise onun insanlığında eksiklikler vardır. Geriye dönüp yaşadıklarına bakmalıdır.
Gülmek insanın hayata olumlu bakmasını sağlar. Kesinlikle karşısındaki insana da bu manada enerji verir. Sabah evden çıktığınızda güler yüzlü insanlarla karşılaşırsanız gününüzün daha başarılı ve huzurlu olduğunu görürsünüz. Bu nedenle önce kendiniz insanlara gülerek bakmalısınız.
Gülen gözlerin çevresine saçtığı ışık mutluluk dalgalarını oluşturur. Bu etkileşimin sonucunda herkesin birbirini olumlu yönden motive etmesiyle başarı ve mutluluk kendiliğinden gelir.
Gülen gözlerden saçılan bu ışık, olumsuz ruh halini dışarı yansıtan insanı bile olumsuzluktan kurtaracak bir yoldur.
Ağlamak mı? Ağlamakla hiçbir hak elde edilemez. Sadece boşa akıtılan gözyaşıyla ıslanır yanakların.
Gözyaşlarını silecek mendil, bu üzüntüleri taşıyacak yürek zor bulunur. Yürek her türlü sevgi yükünü taşır. Sevgi çoğaldıkça yürekler de büyür. Kocaman yürekler kocaman insanları yaratır.
Yaşam içerisinde istediklerini elde edebilmek için sahte gözyaşı dökenlere rastlarız. Böylece istediklerini elde edebileceklerini sanırlar. Ancak sahte gözyaşları kendisini çabuk ele verir. Hayatta fazla işe yaramadığı da bir gerçektir.
Çok sevdiğimiz birini kaybetmenin acısıyla dökülen gözyaşlarının değeri insan için farklı anlam taşır. Belki de bu gözyaşı kişiye insan olduğunu hatırlatan değerlerin başında gelir.
Mutlu olduğumuz anlarda gözlerimizden dökülen sevinç gözyaşları ise daha farklı anlam içerir.
Mutluluk ve sevgi sonucu oluşan gözyaşı ile acılarımızın getirdiği gözyaşı aslında çok da birbirinden farklı değildir. Mutluluk ve sevinç gözyaşı sevebilmenin sonucudur.
İnsan sevebildiği kadar yaşamdan zevk alır. Sevginin yoğunlaşması aşktır. Âşık olmasını bilen kişi hayatı tanıyan insandır.
Âşık olmayı becerebilmek hayatı dolu dolu yaşamak anlamına gelir. Hayatımızın belli dönemlerinde yaşadığımız duygu yoğunluğunun sonucunda gözyaşı dökeriz.
İşte âşık insanın gözlerinden damlayan yaşlar da sevdanın habercisidir. Sevdiğinizin karagözlerinden yaş akmazsa sizi sevdiğini nereden bileceksiniz? Bu Gözlerden dökülen inci taneleri paha biçilemeyecek kıymette ki mücevherlerdir.
Gücün yetecek, insanlık tarihinde yapılmamış gözyaşı toplama aletiyle bu mücevherleri, ölümsüz aşkın nişanesi olarak, tek tek toplayacaksın. İşte o zaman dünyanın en zengin insanı olursun.
Ne mutlu! Gülmeyi ve ağlamayı bilenlere…